Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı

Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı


Ekonomiyi inat ederek yönetemezsiniz

03 Aralık 2021 - 10:44

Ekonomi, uzman kişilerce ortak akıl ve tecrübeli kurmaylardan oluşmuş kadro ile bir program dahilinde yönetilirse başarılı olunur.

Ekonomi bilimine sırt çevirip “Ekonomi benim işim" dersen, dolar 11 TL de olur, 15 TL de olur. Koca ülke ekonomisini, bilimden uzak liyakatsiz yöneticilerle yönetemezsiniz. Ülkeyi mahalle bakkalı Mehmet Amca gibi yönetmeye kalkarsanız ve bu saçma yönetim şeklinde inat ederseniz sonuç yıkım olur.

Ülkemiz ekonomisinin, ekonomi bilgisi olmayan tek adam tarafından ve ekonomi ile inatlaşarak yönetilmesi sonucu, ülke olarak uzun süredir yaşadığımız yapısal sorunlar artmış ve bu durum ekonomimizin çökmesine sebep olmuştur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her seferinde faiz indirimi talebi ve Merkez Bankası'na uyguladığı baskı, TL'de şok dalgalanmalar yarattığından para birimimiz tüm zamanların en düşük seviyesini görmüştür.

Geçen günlerde, geç saatlerde bir yandaş kanalda verdiği mülakatta Erdoğan, Merkez Bankası'nın faiz oranlarını düşürmesinin "zorunlu" olduğunu söyleyerek hedef koymasının ardından TL’nin tarihi düşüşüne, doların ise tarihi rekor yaparak yükselişine tanık olduk. Bir inat yüzünden, ülkenin dolayısıyla bizim ve çocuklarımızın geleceğini karanlığa doğru sürükleniyor.

Paramızın değerinin düşmesi üzerine ülke olarak fakirleştik. Dövizin artışı, haliyle fiyatlara yansıması, enflasyonun yükselmesine, halkımızın alım gücünün düşmesine, fakirin fukaranın enflasyon altında ezilmesine ve yaşam standartlarının düşmesine neden oldu.

Ekonomistler için Cumhurbaşkanı Erdoğan bir tür şakaya dönüştü. Erdoğan, geleneksel ekonomi anlayışına ve Türkiye ekonomisinin tecrübesine inatla meydan okuyarak, yüksek faiz oranlarının enflasyona neden olduğu konusunda uzun süredir ısrar ediyor ve kural olarak sözlerini eyleme dönüştürüyor olmasının yanı sıra iç politikada zaman zaman “tavizsiz yapısal reformlar“ sözü verdiyse de bu sözü tutmadı.

Ülkemizde devam eden bir mali ve ekonomik kriz vardır. Türk Lirası'nın değer kaybetmesi, yüksek enflasyon, artan döviz cinsinden borçlanma maliyetleri ve buna bağlı olarak artan kredi temerrütleri ile karakterize edildi. Krize, ülke ekonomisinin aşırı cari açığı ve büyük miktarlardaki özel döviz cinsinden borçlanma neden oldu.

Ülkemizin cari açık ve döviz borcu sürekli artarken, birileri Merkez Bankası'na sürekli müdahale ederken, iyileştirmeye yönelik ve krizle mücadele için eylem planları yokken “faiz sebep, enflasyon sonuç” saplantısı ve çok istediği fantezisinin gerçekleşmemesi bu yaşadığımız sorunların asıl nedenidir. 

Ülke olarak gördük ki, sözde bu teori ancak bir avuç döviz lobisinin zenginliklerine zenginlik katmasına yardımcı oldu.

Görülen o ki, gerçekçi ve uygulanabilir bir politika ile demokrasi ve adaletin tüm kurallarının uygulanmadığı ve yolsuzlukların engellenmediği, kamu harcamalarını azaltıp disiplin altına alınmadığı sürece de ülke olarak düzlüğe çıkmamız çok zor.

Halk isyan ediyor ve soruyor: Bu inat neyin inadı? Sizin zevkiniz ve fanatizminiz uğruna bu ülke neden bunları çekiyor? Şu yatırımı yaptık, bunu yaptık diyorsunuz. Peki, ekonomi neden hala düzelmedi? Neden halk fakir? Demek ki doğru işler ve yatırımlar yapılmıyor. Ülkeyi iyi yönetemiyorsunuz.

Sonuç;

Saçma sapan sözde bir teori uydurarak inat etmenin sonucu ülke, faiz-enflasyon sarmalına girmiş, tüm ekonomik göstergeler bozulmuş, yüksek işsizlik ve enflasyon, yüksek döviz sarmalı bütün ekonomik değerleri bozmuş, hükümete güven bitmiş ve çöken ekonomi karşında tedbir alamayan ve gelişmelere seyirci kalan bir idare ile karşı karşıyayız.

Açıkçası, kötü yönetiliyoruz. Acil olarak yeni kana ihtiyaç var. Yaşamakta olduğumuz bu durum, sürdürebilir bir durum değildir. Çözümü ise, erken seçimdir.



 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum