Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı

Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı


İfade özgürlüğü

04 Haziran 2021 - 12:03

Dünya üzerinde yaşayan her insanın kendini ifade etme özgürlüğünün olması evrensel bir haktır. Bu hakkın bazen hükümetler tarafından kısıtlandığını görmekteyiz.

Yaşamakta olduğumuz ülkemizi yönetenlerce ifade özgürlüğü, yıllar içinde büyük bir sorun haline getirilmiştir. Özellikle iktidara taraf olmayan muhaliflere yapılan baskı ve sindirme operasyonları, ülkede kaos yaratmıştır.

Karşıt görüşlü insanlara yapılan baskılar karşısında toplumun geri kalan kesimleri de suskun kalmaları için hükümetler tarafından her türlü yol ve yöntem denenmiştir. Böylelikle insanların demokratik hakkı olan ifade özgürlüğünü yok sayılarak baskı yapılarak sindirilmeye çalışılmış, ülkede bir korku imparatorluğu yaratılmıştır.

Ülkemizde uzun bir süredir uluslararası normlara göre hazırlanmış İnsan Hakları Yasasının uygulamada olmasına rağmen,  pratikte yasa yokmuş gibi davranan bir hükümet uygulamalarını görmekteyiz.

Peki, ifade özgürlüğü nedir?

İfade özgürlüğü, düşüncelerimize sahip olma ve bunları hükümetin müdahalesi olmaksızın özgürce ifade etme hakkımızı korur.

Bu, görüşlerimizi yüksek sesle, halka açık protestolar ve gösteriler yoluyla veya bazı iletişim araçları ile ifade etme hakkını da içerir. Yayınlanmış makaleler, kitaplar, broşürler, televizyon veya radyo yayını, sanat eserleri, internet ve sosyal medya aracılığıyla, ayrıca bir izleyicinin parçası olarak diğer insanlardan bilgi alma özgürlüğümüzü de korur.

Bu hakkın tabi ki bazı kısıtlamaları da var

İfade özgürlüğünüz olmasına rağmen, sorumlu davranma ve diğer insanların haklarına saygı gösterme görev ve sorumluluğumuz da vardır.

Bunlardan resmi makamlar, aşağıdaki amaçlarla eylemlerinin yasal, gerekli ve orantılı olduğunu gösterebilirlerse bu hakkı kısıtlayabilir: Ulusal güvenliği, toprak bütünlüğünü (devletin sınırları) veya kamu güvenliğini korumak, düzensizliği veya suçu önlemek, sağlığı veya ahlakı korumak, diğer insanların haklarını ve itibarlarını korumak, gizli olarak alınan bilgilerin ifşasını önlemek, hakimlerin otoritesini ve tarafsızlığını korumak.

Herhangi bir kovuşturma korkusu yaşamadan, hükümeti ve kamu kurumlarımızı eleştirmekte özgür olabilmeleri bakımından bu hakkı kullanmak özellikle gazeteciler ve medyada çalışan diğer kişiler için önemlidir. Bu hak, demokratik toplumlarda hayati bir özellik olsa da -bir kişinin özel hayatına saygı hakkı gibi- diğer insan haklarını korumak için devletin medyaya kısıtlamalar getirmesini engellemez.

Bu bilgiler ışığında ülkemizde ifade özgürlüğünü ve uygulamalarını değerlendirecek olursak;

Basın - medya, halkla paylaştığı haberleri tüm gerçekliği ile ve birilerini rahatsız edeceği kaygısı taşımadan, özgürce ve tarafsızca topluma aktarabiliyor mu?

Haber yapılan olaylar, sansüre ve baskıya maruz kalıyor mu?

Hükümeti eleştiren herkes maddi ve manevi baskı ile karşı karşıya geliyor mu?

Bu soruların cevabını tek tek irdelediğimizde görülüyor ki elbette ülkemizde basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü yok denecek kadar az uygulanmaktadır.

Hükümetin tek yaptığı yandaş basın ve medyayı korumakla beraber, muhalif basın ve medya başta olmak üzere muhalif herkesi baskı altına alarak maddi ve manevi yaptırımlara maruz bırakmaktır.

Ülkedeki yazar, çizer, sanatçı ve aydınlar, hükümetin icraatlarını eleştirdiklerinde, hükümet taraftarlarınca haklarında açılan "Cumhurbaşkanı'na hakaret" davalarında yanlı yargıçlarca ceza almaları yönünde verilen kararlar ile hapse atılarak susturulmaya çalışılmaktadırlar.

Sanal medyada fikrini beyan eden vatandaşların, yaptıkları paylaşımlar nedeniyle, ifade özgürlüğünü kısıtlayan yaptırımlara maruz bırakıldığını, hatta yargılandıklarını ve cezalandırıldıklarını görmekteyiz.

Toplumun dinamikleri olan sivil toplum örgütleri ile sendikaların düzenlemek istedikleri miting, gösteri, yürüyüş veya toplantılara engel koymak yada bu girişimleri yasaklamak nerdeyse gelenek haline gelmiştir.

Siyasi parti başkanları ve temsilcileri ile seçilmiş milletvekillerinin kürsü kullanma özgürlükleri yoktur. En küçük eleştiri dokunulmazlıklarının kaldırılması ile yargılama yolunun açılmasına olanak sağlanıyor olması, ifade özgürlüğünün bittiği yerdir

Kısacası temel hak ve özgürlük gibi haklarını kullanan birçok siyasi, yazan, çizen, sanatçı ve aydın ya sağlıksız, bakımsız hapishanelerde tutuluyor yada yargı süreçleri bilinçli olarak uzatılıyor. Bunun için ülkemizde ifade özgürlüğü ve eşitsizlik kişiye ve keyfiyete göre uygulanan bir hak olmuştur.

Peki, ne yapmalıyız?

Yapılacak şey, kendisini aydın demokrat, özgürlükçü olarak ifade eden ve bu topraklarda yaşayan her insanın üzerine düşeni yaparak ifade alanını genişletme çabası içinde olmasıdır.

Hakkımızı etkin kılacak demokratik yollardan, her türlü mecrayı kullanmalı ve otosansür zincirini hep birlikte kırmalıyız. Özellikle sosyal medyayı kullanarak küçük de olsa yapacağımız paylaşımlar ile büyük dayanışma ruhu yaratılabilir. Birlikte hareket etmek, korku duvarlarının yıkılmasında etkili olabilir.

J.J.Rousseau'nun dediği gibi;

"İnsanın özgürlüğü, istediği her şeyi yapabilmesinde değil; istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır."

Özgürce kendimizi ve fikirlerimizi ifade edeceğimiz aydınlık günler özlemiyle.



 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum