Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı

Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı


İzmir ve gerçekleri

05 Mart 2021 - 14:42

Ünlü tarihçi Herodot’un gök kubbenin altında dünyanın en güzel ikliminde kurulduğunu belirttiği İzmir, elverişli konumu, geniş ve verimli topraklara sahip olması ve bir batılı gezginin deyişi ile, dünyanın bütün gemilerini içine alabilecek körfezi ve korunaklı limanına sahip tarihi özellikleri olan bir kenttir.

Bu tarihi kent, çağlar boyunca canlı bir ticaret, kültür ve sanat merkezi olmuştur. Öyle ki bugün Ege'nin incisi, Akdeniz'in yıldızı olarak anılıyor olması tesadüf değildir.

İzmir’in Türkiye'nin çağdaşlaşmasında ve aydınlanmasında çok önemli bir yeri vardır. İzmir gerçek anlamda Türkiye'nin batıya açılan yüzüdür.

Bu kadar önemli bir konumda olan İzmir ilimiz ne yazık ki; merkezi yönetimler tarafından öksüz evlat muamelesi gördüğü için hak ettiği yere gelememiş bir kenttir. Genel bütçedeki vergi gelirlerinin % 9’u İzmirli vergi mükelleflerinin ödediği vergilerden oluştuğu halde, genel bütçeden aldığı pay, diğer İllere nazaran, verdiğinin çok az bir kısmını geri alan, kendi yağı ile kavrulan bir kenttir.

Yatırımcılar açısından, teşvikler önemli bir unsurdur. İzmir teşvikte öncelikli iller arasında yer almadığı için, yatırımcılar için önemli bir sorun olmuştur. İlimizdeki yerli ve yabancı şirketlerin merkezlerini teşviklerde öncelikli illere taşıma kararlarında etkili olmuştur. Bu nedenle kentimizden taşınan yerli ve yabancı işletmelerin kentimize yarattığı katma değer diğer illere aktarılmış oldu. İzmir’de üretim yapan şirket ve holdinglerin merkezlerini başka illere taşımaları kentimize sağlayacakları katma değer yanında İzmir’in genel bütçeden aldığı payın da düşmesine sebep olmuştur.

İzmir’e yıllardır merkezi yönetimler siyasi anlamda ters düştüğü için, kentimize ciddi bir yatırım yapılmadığı gibi yapılacak yatırımlara da ya geç onay verilmiş yada hiç onay verilmeyerek engel olunmuştur.

Yatırım anlamında, Güzel İzmir’imizin kendi kaderine terk edilmiş olması yerli ve yabancı yatırımcıların suçu değil, yıllardır oylarımızla meclise taşıdığımız ve İzmir’imize proje bazında çalışmalar yapmayan siyasiler ile kendilerini kanaat önderi diye tanımlayan kesimlerdir.

Kentin gelişiminde diğer bir gerçek ise, ekonomik nedenlerin yanı sıra siyasal tercihlerin rolüdür. Geçmişte Turgut Özal tarafından cezalandırılan İzmir, bu kez de birileri tarafından cezalandırılmaya ve açmaza sürüklenmeye devam ediyor.

Çok iyi biliyoruz ki mevcut iktidar “Bir yatırımı sevmiyor, bir de örgütlü toplumu sevmiyor.” Bu söylemi hükümetin yaptığı icraatlardan anlamak mümkündür.

İzmir’in ekonomik olarak giderek küçülmesinde maddi ve teknik öğelerin yanı sıra, İzmir insanının hoşgörülü ve elindekilerle yetinen bir tutum sergilemesinin de etkisi büyük rol oynamaktadır.

İzmir’in ekonomik değerlerine baktığımızda, son yıllarda yatırımlar durmuş, istihdam ve iş gücü azalmıştır. İzmir’i yöneten kanaat önderlerinin bu olumsuzlukları düzeltebilmesi için, konunun etraflıca tartışılarak gerekli tedbirlerin alınması ile hazırlanacak bir eylem planının hayata geçirilmesi önem arz etmektedir.

Türkiye’nin en büyük ticaret merkezlerinden biri olan İzmir, toplam sanayi üretiminin % 9’una ve yine Türkiye’de yaratılan katma değerin %13’üne, Türkiye’nin toplam iş hacminin %10.4’üne, toplam istihdamın %9.7’sine sahip bir kenttir. Ayrıca 18 organize sanayi bölgesi, 2 serbest bölgesi, 4 teknoloji geliştirme bölgesi, 4 teknopark ve ana ticaret limanı sahip olan İzmir’in, bölgenin yatırım için cazibe merkezi haline gelmesi için yeterli değil midir?

Peki sorun nerede!? Büyük sanayi kuruluşları bu kentten neden gidiyor? Veya kente yatırım yapmak için çalışmalar yapan yerli ve yabancı yatırım şirketleri yatırımlarını ya iptal ediyor ya da ileri bir tarihe ertelemeyi neden tercih ediyorlar? Bu yatırımcı şirketlere yeteri kadar yardımcı olunmuyor mu veya teşvik edilmiyor mu? Bürokratik engeller mi var? Hep birlikte bu sorularının yanıtını aramamız gerekmez mi?

İşte bu soruların yanıtını bulmamız için, kamu ve özel teşebbüs istihdam yaratacak yatırımları teşvik etmek amacıyla yatırımcıların önünü tıkayan engelleri kaldıracak tedbirlerin alınarak, ortak akıl ve dayanışma ruhu ile hareket edildiğinde İzmir yatırım için cazibe merkezi olabilir.

İzmir’i yönetenler öncelikle iki önemli görüşten birisini tercih etme noktasına gelmiştir. Bu görüşlerden birincisi, İzmir’in ticaret, sanayi ve yatırım şehri olmasını planlamaktır. Bu görüş her ne kadar zor olsa da kentin gelişimi için önemli bir husustur. Diğer bir görüş ise; İzmir’i sosyal, kültürel, turizm ve kongreler merkezi haline getirmektir. Bu görüşteki amaç, tarihi değerlerimizi ve kültürümüzü yansıtan estetik görünümlü, kimlik sahibi, çağdaş bir kent yaratmaktır. 

İzmir’in bugünkü siyasal ve kentsel yapısına göre değerlendirme yaptığımda en uygun görüşün ben de ikincisi olacağı düşüncesindeyim. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’in tecrübesi ve geçmişte turizm alanında yaptığı başarılı çalışmalar da dikkate alındığında kentimizin sosyal, kültürel ve turizm alanında başarılı olma şansı yüksektir.



 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 3 Yorum
  • İrfan Yıldız
    3 yıl önce
    Teşekkür ederim, başkanım. Kaleminize sağlık. Tüm olumsuzlukları merkezi yönetime yığmayıda doğru bulmuyorum. Geçmişte de şimdi de eksik olan profesyonel ve yaratıcı kadroların eksikliği.
  • İrfan Yıldız
    3 yıl önce
    Teşekkür ederim, başkanım. Kaleminize sağlık. Tüm olumsuzlukları merkezi yönetime yığmayıda doğru bulmuyorum. Geçmişte de şimdi de eksik olan profesyonel ve yaratıcı kadroların eksikliği.
  • İrfan Yıldız
    3 yıl önce
    Teşekkür ederim, başkanım. Kaleminize sağlık. Tüm olumsuzlukları merkezi yönetime yığmayıda doğru bulmuyorum. Geçmişte de şimdi de eksik olan profesyonel ve yaratıcı kadroların eksikliği.