Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı

Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı


Muhalefet ezber bozuyor

28 Ocak 2022 - 00:10

Türkiye ekonomisi kötüye giderken ve dış politika kontrolden çıktıkça ülkede yaşanan huzursuzluk nedeniyle, muhalifler tarafından erken seçim çağrıları her gün giderek artıyor. 

Muhtemelen 2022 sonbaharında, planlanandan yaklaşık bir yıl önce, böyle bir seçim yapılması ihtimali yüksek. Bu ihtimali göz önünde bulunduran muhalefet, ittifakı genişleterek AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı iktidardan düşürmek için yoğun çalışmalar yapıyor.

Bu arada, ülkenin büyük ve güvenilir araştırma firmalarının yaptığı anketler, ülkede yaşanan son ekonomik ve siyasi değişimler sebebiyle, Cumhurbaşkanına ve iktidardaki AKP’ye verilen desteğin açık ve istikrarlı bir şekilde düştüğünü gösteriyor.

Bununla birlikte, muhalefetin ilke olarak iktidara gelme şansına sahip olduğu, ancak; aynı zamanda zorluklarla karşı karşıya olduğu da bir gerçek. Böylesi bir durumda, en önemlisi özgür ve adil bir seçim yapılıp yapılmayacağı ve sonucuna saygı duyulup duyulmayacağı endişesidir. 

Bu gelişmeler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve partisinin anketlerdeki pozisyonunu önemli ölçüde aşındırdı. Kamuoyunda memnuniyetsizlik hükümet yanlısı seçmenler arasında bile yaygın. 2021 yılı son aylarında yapılan anketlerin yaklaşık yüzde 81'i Türkiye ekonomisinin kötü yönetildiği görüşünü desteklerken, AKP seçmenlerinin yüzde 61'inin bu kategoriye giriyor olması, iktidarı zor günlerin beklediğinin bir göstergesidir.

İktidarın güç kaybetmesinin yanında muhalefet partilerinin güçlenmesinin birçok nedeni var. Bu nedenlerin önemli olanlarından birkaçı üzerinde durmak istiyorum. 

İktidarın güç kaybetmesinin birinci nedeni, muhalefetteki siyasi partiler, “güçlendirilmiş ve geliştirilmiş bir parlamenter sistem” olarak tanımladıkları şey olsa da, parlamenter sisteme dönüş fikrinin halk tarafından benimsenmiş ve halkın desteğini almış olmasıdır.

Muhalefetin altı partisinin, kuvvetler ayrılığını ve demokrasiyi güçlendirmek amacıyla Ekim ayında bir araya gelerek yargı, medya ve kişilerin bağımsızlığına odaklanan temel ilkeler ile siyasi partiler ve seçimlere ilişkin yasaları kabul eden çalışmalar yapıp kamuoyu ile paylaşma fikri halk nezdinde etkili olmuştur. Bugünlerde üçüncü ittifak bloğu görüşmelerinin başlamış olması da iktidar kanadında daha zorlu zamanların yaşanacağını göstermektedir.

İkinci neden, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündem belirleme ve muhalefeti susturma yeteneğinin zayıflıyor olmasıdır. Bununla beraber, öfkeli eleştirileri, bölücü siyasi söylemleri ve muhalifler için kullandığı dile rağmen kendi tabanını dahi toparlamakta giderek başarısız oluyor. 

Daha da önemlisi, yaklaşık yirmi yıldır iktidarda olan Erdoğan’ın, fiziksel olarak da bitkin görünüyor olmasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son yıllarda gücü merkezileştirmesi ve kurumları zayıflatması da aleyhine dönüşüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zayıf fiziksel durumunun ve yönetme kabiliyetine ilişkin artan endişelerinin muhaliflerce gündeme getiriliyor olması da halk arasında olumlu algı yaratıyor.

Buna karşılık, muhalefet partileri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tersine, daha enerjik ve örgütlü, daha sesli ve etkili hale gelmiş olması çok şeylerin değişeceğinin işaretidir.

Üçüncü neden, seçmenlerin de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı görevden almaya hazır olması, muhalefet saflarında yeni siyasi yıldızların yükselişte olmasına zemin oluşturuyor.

Muhalefet bloğunun, kapsayıcı bir söylem olan “aş, ekmek ve hukuk, yoksulluk” konularına vurgu yaparak hükümet yanlısı seçmenlere hitap etmeleri de önemlidir.

Ayrıca muhalefetin herkesi kucaklayan ılımlı politika izlemesi, 2019 yerel seçimlerinde seçmenler tarafından olumlu karşılandı. Bu politika, başarıyı da birlikte getirdi. CHP’nin, şu anda İstanbul, Ankara ve İzmir dahil olmak üzere ülkenin en kalabalık metropol şehirlerinin çoğunu kontrol ediyor olmasında bu politikanın önemli rolü oldu.

Seçilen bu belediye başkanlarının, hükümetin tüm engellemelerine rağmen, özellikle pandemi döneminde ezber bozan proje ve çalışmalar yapmalarının halk arasında olumlu karşılanması iktidarın politik alanlarını zorluyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın potansiyel siyasi çöküşünün dördüncü bir işareti, AKP içindeki çatlakların büyüyerek artması ve bazı parti büyüklerinin medyaya yansıyan açıklamalarında batan bir gemi imajını yaratmasıdır.

Diğer bir önemli konu, AKP iktidarı yöneticilerinin kendilerine muhalif olanlara hakaret edip, kişileri hedef göstermelerine toplumun her kesiminden yoğun bir şekilde tepki almasıdır. Geçen hafta, Sezen Aksu ve gazeteci Sedef Kabaş’a yapılan haksızlıklara ve hukuksuzluğa karşı sosyal medyada hükümet yetkililerine yapılan tepkilerin kamuoyunun gündemine oturması da önemli bir gelişmedir. 

Sonuç olarak; 

İktidar, ülkenin artan sorunlarına çareler sunamıyor, üretemiyor. Cumhurbaşkanı, umutsuzca Türkiye ekonomisinin ve uluslararası ilişkilerin olumlu bir resmini çizmeye çalışsa da, tüm göstergeler, halkın artan bir bölümünün artık O’nun söylemlerine katılmadığını gösteriyor. Kamuoyu yoklamaları, popülaritesinin, kendisinin ve siyasi partisinin seçimleri kazanma olasılığının azaldığını gösteriyor.

Muhalefet partilerinin zorlukların üstesinden gelip, seçmenin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP'ye veda edip edemeyeceklerini zaman gösterecek. 

Ancak, önemli olan “Sandıkla gelir, sandıkla giderler” anlayışının özellikle iktidardakilerce olgunlukla karşılanmasıdır. Kamuoyu araştırma sonuçlarına göre, uzun siyasi bir geçmişe sahip olan partinin bir dönemde iktidarı kaybetmeye daha yakın olduğunu göz önüne alındığında, partililerin sonuçlara saygı duyma kültürüne sahip olması gerekmektedir. Bu anlayış da ülkemizde huzur ve barışın, sağlanmasına, demokrasinin yerleşmesine katkı sağlayacaktır.



 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum