HABER: LEVENT HAMURCUOĞLUEGEMENLİK - İzmir Ticaret Odası (İZTO) Aralık Ayı Olağan Meclis Toplantısı İzmir Ekonomi Üniversitesi Balçova Kampüsü’nde Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde gerçekleştirildi.İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, yılın son meclis toplantısında asgari ücret konusunda görüşlerini açıkladı. Milyonlarca çalışanı yakından ilgilendiren asgari ücret 2025 zam miktarının belli olduğunu belirten Özgener, "İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2025'te geçerli olacak asgari ücreti açıkladı. Mevcutta 17.002 TL olan net asgari ücret yüzde 30’luk artış sonrası 22 bin 104 liraya yükseldi. Yeni asgari ücretin ülkemize, milletimize ve çalışanlara hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum” dedi.Çalışanların % 43’ünün asgari ücret aldığı ülkemizde, 2025 artışının % 30 olarak belirlenmesinin, doğrudan etkilerinin yanı sıra, dolaylı etkiler açısından da önemli olduğunu vurgulayan Özgener, “Yüzde 30 ücret artışı, % 45 civarında gerçekleşecek 2024 sene sonu enflasyonunun, gelecek yıl Merkez Bankası’nın beklediği % 21 enflasyonun ortalaması baz alınarak hesaplandığını anlıyoruz. Yani 2025 asgari ücret artış hızı, geçmiş enflasyona endeksli değil; ama tamamen de beklenen enflasyona endeksli değil. Bu aşamadan sonra, diğer fiyatlandırma ve ücretlendirme kararlarının nasıl alınacağı kritik önem taşıyor. Özel sektördeki ücretlendirmelerin ve hizmet sektöründe fiyatlandırmaların asgari ücret artışının üstüne çıkmaması gerekiyor. 2025 yılı asgari ücretinin doğrudan ve dolaylı etkilerinin yanı sıra, beklentiler üzerindeki etkisi de olacak. Bütün bu gelişmeler, enflasyonun 2025’te % 30’un altına gerilemesini ve faizlerin düşüş hızını belirleyeceğini” söyledi.“FAİZDE İNDİRİM BEKLİYORUZ”İZTO Başkanı Özgener, “mevcut durumdaki piyasa beklentileri ile birlikte, 2025 yılında enflasyondaki düşüş kadar bir faiz indirimi olacağının ve Türk Lirası’nın reel olarak daha fazla değerlenmeyeceğinin tahmin edildiğini gösteriyor. Enflasyonun, Merkez Bankası tahmin aralığında gerçekleşeceği bir senaryoda da, büyüme tahminlerinin ise % 3 civarında beklediklerini” vurguladı.Enflasyonun düşmesinin beklendiği bir senede, potansiyel büyümenin üstünde bir büyüme beklemek çok gerçekçi değil diyen Özgener, 29 Kasım’da açıklanan Türkiye ekonomisi 3.çeyrek büyüme rakamları, tüketim öncülüğünde bir büyümeye işaret ediyor. Ancak, asıl ihtiyacımız olan dış ticaret ve istihdama katkı sağlayacak şekilde imalat sanayii kalemlerindeki reel büyüme olduğunu ifade ederek, konuşmasını daha sonra şöyle sürüdürdü: “Ekonomik performansımızın ve dolayısıyla ülkemizin büyümesi için verimlilik artışı çok önemli. Enflasyonu düşürmeyi birinci öncelik olarak gördüğümüz mevcut durumda, ekonomik performansımızın ve dolayısıyla ülkemiz büyümesinin artması için verimlilik kavramını da çok önemsiyoruz.OECD’de, iş gücü reformuyla büyüme oranının artabileceğine, kayıtlı iş gücü artırımı ve esneklik ile büyümenin yukarıya çekilebileceğine dikkat çekiyor.Biz de iş gücü reformu başta olmak üzere eğitim, tarım, hukuk, vergi gibi alanlarda çalışmalara devam edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Zira tüm bu alanlardaki çalışmalar, enflasyonu düşürmenin maliyetini azaltırken, ekonomik alandaki başarı şansını da artırıyor.Benzer bir şekilde ülkemiz toplam faktör verimliliğinin artması ve bunun için de yüksek teknoloji üretimi ve katma değerli ihracata yönelik çalışmaların desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.Bununla birlikte; yarım asırdır ülke ihracatının lokomotifi olan, emek yoğun yapısıyla istihdam yaratan, tekstil, hazır giyim, ayakkabı, deri ve metal gibi sektörler, ülkenin orta ve yüksek teknoloji üretime geçeceği önümüzdeki dönemde teşvik ve destek mekanizmalarından maksimum ölçüde faydalanmalıdır.Orta Vadeli Program’da detaylı olarak belirtilen alanlarda, uygulama çalışmalarının takip edilmesinin, plan ve programların hayata geçmesi ve takip edilmesini önemsiyoruz.Toplam faktör verimliliğini artıracak kurumsal, yapısal ve teknolojik tüm yatırımların ülkemizin makroekonomik istikrar için gerekli maliyetleri şüphesiz düşürecektir.”“CEP TELEFONUNDA VADE SINIRI ARTIRILDI”“Cep Telefonu Alımı Amacıyla Kullandırılan Tüketici Kredileri”nde 12.000 Lira olan vade sınırının, artırılması yönünde görüşlerimizi bundan bir süre önce ilgili idareye ilettiklerini belirten Özgener, “BDDK’nın 5 Aralık 2024 tarihli kurul kararıyla; fiyatı yirmi bin Türk Lirası ve altında olan cep telefonları için vade sınırının on iki ay, fiyatı yirmi bin Türk Lirasının üzerinde olan cep telefonları için vade sınırının üç ay olarak belirlenmesine karar verildi. Oda olarak talebimizin dikkate alınmasından memnuniyet duyuyor, bu azami sınırın 2025 yılı içerisinde tekrar değerlendirilerek; enflasyon oranları ve cep telefonu fiyatlarındaki artışlar dikkate alınarak güncellenmesinin gerekli olduğuna inanıyoruz” dedi.Aynı şekilde e-ticaret ile iştigal eden farklı ölçekteki firmaları ilgilendiren KDV tevkifat oranları ile ilgili girişimlerimizin de sonuç verdiğini söyleyen Özgener, “Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle, 1 Ocak 2025 itibariyle %25 yerine %1 oranında tevkifat getirilmesini olumlu buluyor ve üyelerimiz adına bu karardan dolayı Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz” dedi.İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, konuşmasında daha sonra şu değerlendirmelerde bulundu:“Cumhurbaşkanlığı Kararı ile onaylanan “2024-2028 Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi” yerelden ulusala, ulusaldan küresele yaklaşımıyla, Türkiye’nin uzun vadeli kalkınma hedefleri ve On İkinci Kalkınma Planı ile çizilen genel çerçeve doğrultusunda, bölgelerin ihtiyaç ve potansiyelleri ile uluslararası gelişmelerin oluşturduğu tehditler ve fırsatları dikkate alan bir stratejik yol haritası niteliğinde.Bu planda İzmir’in uluslararası ekonomiye entegrasyona en yakın aday iller arasında sınıflandırılarak “Potansiyel Küresel İl” olarak tanımlanmasını çok önemli buluyoruz.Bir diğer önemli gelişme ise, Türkiye İstatistik Kurumu’nun 12 Aralık’ta açıkladığı İl Bazında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, 2023 verileri. Buna göre, 2023 yılında %5,1 büyüyen ve 1 trilyon 130 milyar dolar olan Türkiye ekonomisinden İstanbul toplam Gayrisafi Yurt İçi Hasıla'dan %30 pay alarak 363 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüğe işaret etti. Kişi başı geliri ise 21 bin 741 dolar. Aynı dönemde, İzmir’in ekonomik büyüklüğü 66 milyar dolar; kişi başı geliri ise 15 bin 369 dolar oldu. Türkiye ekonomisi 2023 yılında %5,1 büyümesine rağmen, İzmir ekonomisinin büyümesinin ise %0.9 ile sınırlı kaldığını görüyoruz. Ayrıca kentimizin son dört yıllık büyümesinin, Türkiye ortalamasının altında kalması da dikkat çekiyor.İzmir’in 2023 yılında Türkiye ortalamasının altında kalmasının en önemli sebebi, sanayi sektörünün ülke genelinde %1.7 büyümesine rağmen kentimizde %3.6 daralmış olması. Benzer bir şekilde tarım ve inşaat sektörleri de ülkemiz genelinde büyümelerine rağmen 2023 yılında İzmir’de daralıyorlar.Kentimizin büyümesi %2.3 ile hizmet sektörü kaynaklı; fakat bu, diğer sektörlerdeki daralmayı bertaraf etmeye yeterli bir büyüme değil.2023 yılı özelinde çevre illerin sanayi alanındaki büyümeleri göz önüne alındığında, İzmir’in hizmetler sektörü alanındaki yatırımlarını ve kapasitesini artırmasının ve verimliliği artırıcı her türlü teknolojik ve beşeri sermaye yatırımdan faydalanmasının ne kadar önemli olduğu anlaşılıyor.”
Ekonomi
Yayınlanma: 25 Aralık 2024 - 22:20
Güncelleme: 25 Aralık 2024 - 22:47
İZTO Başkanı Özgener'den asgari ücret ve enflasyon mesajı
Ekonomi
25 Aralık 2024 - 22:20
Güncelleme: 25 Aralık 2024 - 22:47