HABER: LEVENT HAMURCUOĞLUEGEMENLİK - İzmir Ticaret Odası (İZTO) Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı Meclis Toplantı Salonu'nda Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde gerçekleştirildi.İZTO Meclis Toplantısı gündem maddesine göre Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, meclis kürsüsünden ekonomik ve güncel konular ile aylık faaliyetler konusunda görüşlerini açıkladı.İZTO Başkanı Mahmut Özgener, "Ocak ve Şubat aylarında enflasyonda ve gecelik faizlerde 2. çeyrek itibariyle ivmelenen bir düşüş bekliyorduk; fancak Türk Lirası varlıklarda Mart ortasından itibaren artan oynaklık sebebiyle, Merkez Bankası 13 ay sonra politika faizini arttırdı. %42,5 olan faizin %46’ya çıkmasıyla birlikte dezenflasyonist programın maliyetlerinin reel sektör açısından arttığını gördüklerini" söyledi.2025 yılı 2. çeyrekte ise, ülkemiz ekonomisinin bir önceki çeyreğe göre yavaşlama beklendiğini vurgulayan Özgener, ekonominin yavaşlamasının enflasyonun gerilemesini destekleyici bir güçte olup olmayacağı sorusu önem taşıyor. Mayıs ayı sonunda açıklanacak, 2025 yılı birinci çeyrek büyümesinin 2024 yılı dördüncü çeyrek ile eş değer olacağını öncü veriler bize gösteriyor. Ekonomik büyüme halen yurt içi tüketimden kaynaklanırken, üretim ve ihracattan yeterince destek alınamadığını belirterek; "2025 yılı birinci çeyrekte enflasyon düşüş ivmesinde ve beklentilerinde beklenen iyileşmenin olmadığını değerlendiriyoruz. Özellikle tüketim tarafında kredi büyümesi olduğunu ve maliye politikaları ile koordinasyonun, hala sıkı para politikasını istenilen seviyede destekleyici bir durumda olmadığını söyleyebiliriz. Güven endekslerinin aşağı gelmesi de bu durumu teyit ediyor. Nisan 2025 itibarıyla ülkemizde hizmet (%4.3), perakende (%2.5) ve inşaat (%4.2) sektörlerinin güven endekslerinin azaldığını görüyoruz.Devreye giren elektrik zammıyla birlikte Türk Lirası’nın Dolar ve daha kuvvetli bir biçimde Euro karşısında değer kaybının, enflasyon görünümüne nasıl etki edeceği sorusu önem taşıyor.Bu program uygulanmaya başladığında, en önemli avantajımız, programın önünde uzun süreli bir istikrar ortamı olmasıydı. Bununla birlikte son dönemde hem yurt içinde, hem de yurtdışında belirsizlikler arttı ve programın alt yapısını oluşturan parametrelerde değişimler yaşandı.Zira, ekonomik programı yürütmenin maliyeti reel sektör ve hane halkı açısından artmış durumda. Bu durumda, faiz sıkılaşmasının yanı sıra yatırımcı ve hane haklı güvenini kazanmak ve ekonomik maliyeti azaltmak için neler yapılacağı sorusuna yönelik atılması zaruri adımların belirlenmesinin önem taşıdığını" söyledi.OECD ÜLKELERİNİN GERİSİNDE KALDIKİZTO Başkanı Özgener; "OECD'nin, ülke bazlı ekonomik incelemeleri kapsamında hazırladığı son "Türkiye İnceleme Raporu" başlıklı raporuna göre, ülkemizin iş gücü becerileri, diğer OECD ülkelerinin gerisinde kaldı. Bu da ülkemizin yüksek beceri gerektiren imalat ve hizmet sektörlerinde verimlilik ve rekabet gücünün sınırlı kalmasına neden oluyorBu noktada; daha esnek iş gücü piyasaları ve iş kaybına karşı genişletilmiş sosyal politikalar ile birlikte istihdam teşvik politikalarının, stratejik büyüme hedeflerini desteklemesi gerektiğine inanıyoruz. OECD’nin bu raporu, aslında bize güçlü ve kapsayıcı bir ekonomi için sadece mali değil, sosyal, çevresel, eğitim, işgücü ve yönetişimsel boyutları içeren bütüncül bir reform ajandasının önemini gösteriyor.İçinde bulunduğumuz şartlar da, kronik enflasyon ve verimlilik problemlerimizi halletmek için reform ajandasını zorunlu hale getiriyor. İzmir iş dünyası olarak, ekonomik verimliliğimizi artıracak reform ajandasının gerek yerel düzeyde, gerek ulusal ölçekte uygulanmasını desteklemeye devam edeceğimizi vurgulamak istiyorum" dedi.Özgener, İZTO Meclis konuşmasında daha sonra şu görüşlere yer verdi: "IMF’in geçtiğimiz hafta açıkladığı Dünya Ekonomik Görünümü raporu, ülkemiz ekonomisi için hassas noktalara işaret ediyor ve dünya ekonomisindeki belirsizliklerin boyutunu anlamamızı sağlıyor.Rapor; her ülke için farklılık gösterse de, dünya ekonomik büyümesinde Ocak ayına göre ortaya çıkan aşağı yönlü revizyon söz konusu. Nisan ayında yapılan 2025 yılı küresel büyüme tahmini, Ocak ayına göre %0.8 azaltılarak %2.4’e düşürülmüş durumda.Amerika Birleşik Devletleri’nin uygulamaya aldığı yeni gümrük vergilerinin dünya ticaret düzeninde dalgalanmalara yol açtığı bir dönemden geçiyoruz.Başkan Donald Trump, 2 Nisan tarihindeki açıklama ile çok sayıda ülkeye yönelik ilave gümrük vergilerini devreye aldı. Tüm ülkelere uygulanacak asgari ilave gümrük vergisi oranı %10 olarak belirlendi.Başkan Trump, 9 Nisan tarihinde yaptığı ikinci açıklamada ise, Çin'e yönelik tarifelerin %125'e çıkarıldığını, ayrıca kendileriyle iletişime geçen ve misilleme kararı almayan 75’ten fazla ülke için ilave tarifelerin 90 gün süreyle askıya alındığını belirtti.Öte yandan, akıllı telefon ve bilgisayarlar, yeni gümrük vergilerinin dışında tutulacak. Muafiyetin Çin'den ithal edilen ürünlere uygulanan yüzde 145'lik gümrük vergisi için de geçerli olduğu ve yarı iletkenler, güneş pilleri ve hafıza kartları dahil olmak üzere diğer elektronik cihaz ve bileşenleri de kapsadığı belirtildi.Bununla birlikte; Amerika Birleşik Devletleri’nin, diğer ülkelere yönelik açıkladığı yeni gümrük tarifelerinin küresel pazara etkilerinin doğru şekilde analiz edilmesinin; pazar özelinde ortaya konulacak özgün stratejiler ile hareket edilmesinin ülkemizi öne çıkaracağını düşünüyoruz.Her ne kadar ülkemizi de kapsayan ek gümrük tarifesi %10 ile sınırlı kalsa da; mevcut ekonomik koşullarda üretim ve istihdam maliyetlerinin yüksek olduğunu ve bunun rekabetçiliğimizi olumsuz etkilediğini gözardı etmemeliyiz.Bu anlamda, ülkemizin en çok ticaret yaptığı Avrupa Birliği ile yürürlükte olan Gümrük Birliği’nin revize edilerek dijital dönüşüm, bilişim ve sağlık gibi alanların mutlaka yeni süreçte ele alınmasının ülkemiz ekonomisi için elzem olduğuna inanıyoruz.Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi geliştirmenin yanı sıra Kafkasya, Balkanlar ve Türki Devletleri’nin geçmişte egemen olduğu tüm coğrafyalarda ve büyük fırsatlar içeren Afrika’daki ülkelerle ticaretimizin genişletilmesinin kritik olduğuna inanıyoruz.Önümüzdeki süreçte, bugüne kadar etkin olmadığımız pazarlarda oyunu değiştirmek; tasarım, Ar-Ge, teknoloji, inovasyon, e-ticaret ve lojistik gibi güçlü yönlerimize odaklanmak ve müşteri ve yerel pazarın ihtiyaçlarını analiz etmek zorundayız.Yatırım ortamının iyileştirilmesi, tedarik güvenliğinin artırılması ve bölgesel ticaret ağlarında etkinliğin güçlendirilmesi gibi stratejilerin ülkemizi küresel ticaretin yeni dinamiklerinde ön plana çıkaracak kritik unsurlar arasında yer aldığını düşünüyoruz.Ülkemizin, Orta Vadeli Program rehberliğinde sağladığı istikrarın güçlendirilmesi ve korunabilmesi açısından da dış pazarlardaki performansımızın önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum."
Ekonomi
Yayınlanma: 30 Nisan 2025 - 18:14
İZTO Başkanı Özgener: İş gücünde OECD ülkelerinin gerisinde kaldık
Ekonomi
30 Nisan 2025 - 18:14