İzmir Ticaret Borsası (İTB) Ağustos ayı meclis toplantısı İZTO Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. İTB Meclis Başkanı Ömer Tuncer’in idaresinde yapılan meclise İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, yönetim kurulu üyeleri ile meclis üyeleri katıldı.İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, üreticilerimiz başta olmak üzere herkes için zor geçen bir yaz mevsiminin daha sonuna geldiklerini vurgulayarak; “Türkiye, ekonomide son bir yıldır, uzun bir süre önce girdiği ve bir çok açıdan ekonomiye zarar veren yoldan dönüp rasyonel politikalara geçiş yapmanın sancılarını yaşıyor. Toplumun büyük kesiminin önemli bir bedel ödediği bu geçiş döneminde hükümetten, ülkeyi mümkün olan en az hatayla bu türbülanstan çıkarmasını beklediklerini” ifade etti.İTB Başkanı Kestelli; “Savaştaki ülkelerden daha yüksek bir enflasyonla yaşamayı, hiçbir şey üretmeyen ülkeler kadar cari açık vermeyi, üçüncü dünya ülkeleri gibi sürekli bir devalüasyon beklentisi içinde olmayı, gelir dağılımında bu denli büyük bir bozulmayı, eğitimden kredi notuna kadar pek çok alanda ait olmadığımız bir ligde bulunmayı ve yetenekli gençlerinin istikbali yurt dışında aramasını hak etmediklerini” belirterek, konuşmasını daha sonra şöyle sürdürdü:“Sürdürülebilir yüksek büyüme dönemini, tüm yapısal gereklerini yerine getirerek başlatmak zorundayız. Kaybettiğimiz zamanı telafi etmek için çok daha büyük efor sarf etmeliyiz. Girdiğimiz doğru yolda ne yüksek enflasyonla ne de kayıt dışıyla mücadeleden asla taviz vermemeliyiz. Bütçe disiplinini sözde değil, özde tedbirlerle istikrarlı hale getirmeliyiz. 2001 krizinden sonra bunu başardık, şimdi yine yapabiliriz, çünkü doğru yoldayız. Bu bilgi birikimi, esneklik ve dayanıklılık bizim genlerimizde var.Fakat bu kez tüm geleneksel zorlukların yanında dijital ve yeşil dönüşüm gibi yeni meydan okumalara da cevap verme zorunluluğumuz var. Tüm bu nedenlerle evrensel demokratik değerlere sıkı sıkıya sarılmamız, her zamankinden çok daha değerli ve önemli."Ekonomide yaşanan bu zorlu süreç doğal olarak tarım sektörünü de olumsuz etkilediğini vurgulayan Kestelli, “küresel iklim değişikliğinin neden olduğu üretimle ilgili sorunlar, ürün fiyatlarında yaşanan istikrarsızlıklar, yüksek üretim maliyetleri, ihracatta ülke olarak rekabetçiliğimizi kaybetmemiz bizlerin ve sektör paydaşlarının şu anda yaşadığı en önemli sorunlardır.Üstelik, sektörün ülkemize has yapısal sorunları ve küresel boyutta yaşanan gelişmelerle birleşince, ekonomik konjonktürden kaynaklı sorunların hissedilen etkisi ve maliyeti çok daha fazla oluyor. Bu nedenle, tarım, hiçbir ülkenin kendi haline bırakamadığı, herkesin kendi imkanları doğrultusunda desteklediği bir sektördür.Tarımsal desteklemelerin üretim planlamasında bir politika aracı olarak kullanılabilmesi için yıllık olarak değil en az 3 ila 5 yıllık dönemler halinde açıklanmasının önemli olduğunu ifade ediyorum. Uzun yıllar sonra hem bizim hem de tüm sektör paydaşlarının bu talebi karşılık buldu ve hayvancılık destekleri geçtiğimiz ay 3 yıllık olarak açıklandı.Benzer bir uygulamayı bitkisel üretim destekleri için de bekliyorduk.Ancak hafta sonu Resmî Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile bitkisel üretim destekleri geçmiş yıllarda olduğu gibi yine tek yıllık açıklandı.Yeni modele ilişkin çalışmalar muhtemelen tamamlanmamış olmalı ki, Sayın Bakan; 2024 yılı üretimleri için verilecek bu desteklerin, Bitkisel Üretim Planlaması öncesinde eski modele göre uygulanacak son destek kararı olduğunu vurguladı.Ve bitkisel üretimde planlamaya 2024-2025 dönemiyle başlanacağını ve 2025 yılındaki üretimleri kapsayacak desteklerin de önümüzdeki günlerde açıklanacağını ifade etti. Üretim planlamasını hedefleyen yeni destekleme modelinin nasıl olacağını merakla beklediğimizi belirtmek isterim. Umarım sektörün kanayan yarası olan arz-talep dengesizliğini ve bunun neden olduğu fiyatlardaki ve dış ticaretteki istikrarsızlığı önleyecek ve üreticilerimizi memnun edecek bir destekleme modeli hayata geçer. Ancak bu yıl için açıklanan destekleme miktarlarının üreticimiz için hayal kırıklığı olduğunu belirtmek de yanlış olmayacaktır.Dekar başına verilen mazot ve gübre desteklerinde bir miktar iyileştirme yapıldı. Kütlü pamukta toplam 472 lira, zeytinde ise toplam 138 lira gübre ve mazot desteği verilecek. İki üründe de geçen yıla göre toplam gübre ve mazot desteğindeki artış oranı yüzde 29.Tarımsal Girdi Fiyat Endeksinin geçen yıla göre yüzde 48 arttığı bir ortamda açıklanan gübre ve mazot desteğinin, hedef enflasyona göre bile çok düşük kaldığını söyleyebiliriz. Üreticilerimizin merakla beklediği kilo başına verilen prim desteği ise dane zeytinde 15 kuruştan 20 kuruşa, zeytinyağında 80 kuruştan 100 kuruşa yükseltildi. Kütlü pamukta ise bir artış yapılmadı ve son iki yılda olduğu gibi kilogram başına 1,6 lira olarak açıklandı.Geçtiğimiz yıl hasat döneminde pamuk fiyatları düşüktü ve üreticilerimiz bırakın kâr etmeyi, maliyetini bile zor karşılamıştı. Günümüzde 41 renk mahlıç pamuk fiyatları 54-55 lira seviyelerinde. Tekstil ve konfeksiyon sektörünün durumu nedeniyle işlemler çok zayıf. Kütlü pamuk fiyatı bugünkü duruma göre 22 lira seviyelerinde. Maliyet çalışması için henüz erken ama en iyimser tahminle 30 liranın altında olmayacak. Şartlar böyleyken prim miktarında bir artış yapılmaması, üreticimizin zarar etmesine ve pamuk üretiminin önemli ölçüde gerilemesine neden olur. Bu nedenle kütlü pamuk için açıklanan prim miktarının acil olarak tekrar değerlendirilmesi öncelikli talebimizdir” açıklamasında bulundu.
Ekonomi
Yayınlanma: 27 Ağustos 2024 - 19:02
Güncelleme: 27 Ağustos 2024 - 19:15
Kestelli: Ekonomideki zorlu süreç tarım sektörünü olumsuz etkiliyor
Ekonomi
27 Ağustos 2024 - 19:02
Güncelleme: 27 Ağustos 2024 - 19:15