Kitabını mı okumalı, yoksa filmini mi izlemeli?

Sinemada edebiyat uyarlamaları denince akıllara en çok bu soru geliyor şüphesiz.
Kimileri okumaya yeterince vakit bulamadığından yakınıp filmini izlemeyi yeğlese de, kimileri önce kitabını okuma konusunda ısrarcı davranıyor. Pratikte zevkler tartışmaya pek açık değil, fakat konuya edebiyat karışınca işin rengi değişiyor.

Peki, her ''iyi kitap'', ''iyi film''e dönüşebilir mi? Ya edebi esere duyulan hayranlık, beyazperdede yerini büyük bir hayal kırıklığına bırakırsa?

Hazır konu edebiyat uyarlamalarından açılmışken, Tudem Yayın Grubu kataloğunun beyazperdeye de uyarlanan bazı kitaplarından, özellikle de yaklaşan bayram tatilinde çocuklarla-gençlerle birlikte izlenebilecek olanlarından söz etmemek olmazdı. Gelin, evlerimizde geçireceğimiz şu dört günü, edebiyatla, filmlerle değerlendirelim. Usta ellerden çıkan ödüllü romanların ve hatta grafik romanların nasıl komedi, macera ve gerilim filmlerine dönüştüğüne tanıklık edelim.

Zamanımız bol. Dilersek, önce kitabını okuyalım, sonra filmini izleyelim. Ya da kendimizi bir kereliğine şaşırtıp tam tersini deneyelim! Film öneri listemiz kabarık ama emin olun her biri birbirinden iyi! Aralarında pek çok uluslararası ödüle değer görülenler, gişede büyük başarı elde edenler var. Üstelik büyük çoğunluğunu Türkçe dublaj ya da altyazı seçeneğiyle izlemeniz de mümkün!

Bizim son günlerdeki favorilerimiz, geçtiğimiz aylarda vizyona giren Hitler Oyuncağımı Çaldı (Als Hitler das rosa Kaninchen stahl) ile Anya'yı Beklerken (Waiting for Anya) filmleri. Bakalım siz de bizim kadar beğenecek misiniz?