EGEMENLİK - İzmir Ticaret Odası (İZTO) Ocak ayı olağan meclis toplantısı İZTO Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz’ın idaresinde gerçekleştirilen meclis toplantısına; İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, yönetim kurulu üyeleri ile meclis üyeleri katıldı.İZTO Meclis gündemine göre, Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, meclis kürsüsünden ekonomik ve güncel konular ile aylık faaliyetler konusunda görüşlerini açıkladı. Özgener, “Ülkemiz acısından hali hazırda kişi başına düşen gelir seviyesinde görülen 13 bin doların artması büyük önem taşıyor. Bunun için orta gelir tuzağından çıkmaya aday bir ülke olarak toplumsal refahın arttırılmasına yönelik politikaları üretmemiz gerektiğine inanıyoruz” dedi.Ekonomide bugün yaşadığımız akut sorunların da mutlaka üstesinden gelmemiz gerektiğini vurgulayan Özgener, bozulan fiyat istikrarının düzelmesi enflasyonun düşmesine ve makro ekonomik istikrarın sağlanmasına bağlı olduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Özellikle hizmet sektörlerinde aynı hizmet için birbirinin iki üç katı değişen fiyatların piyasada oluştuğunu gözlemliyoruz. Bir örnek verecek olursak, TÜİK’in verilerine göre, son bir yılda fiyatı % 153 artan konut sigortası kalemi olduğu gibi % 7 artan ayakta sağlık hizmetleri kalemi de var. Bu artış eğiliminin devam etmesi ve hizmet enflasyonu ortalamasının % 60’larda seyretmesi, genel enflasyon oranlarına olumsuz yansıyor. Şu an enflasyonu düşürmek için ekonomideki en öncelikli konunun, hizmet sektörü fiyatlamalarının % 30’un altına düşmesi olduğunu düşünüyoruz. Bu aşamadan sonra fiyat artışlarının hem kamuda, hem özel sektörde % 30 ile sınırlanması alım gücünü koruyacaktır. Fiyat belirleme alışkanlığının uzun bir süredir bozulmuş olduğunu ve mutlaka düzeltilmesi gerektiğini analiz ediyoruz.”Ekonominin gidişatına dair en önemli ölçütlerinden birisi de, gelir dağılımı verileri olduğunu belirten Özgener, “Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 27 Aralık 2024 tarihinde açıkladığı verilere göre, en yüksek eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirine sahip %20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0,6 puan azalarak %48,1 olurken, en düşük gelire sahip %20'lik grubun aldığı pay ise 0,2 puan artarak %6,3 oldu.Hane halkı kullanılabilir gelire göre Gini katsayısının 2024’de 2023’e göre bir parça düştüğünü, gelir eşitsizliğinin son bir yılda ufak bir toparlanma kaydettiğini, geçen sene en kötü verilerin elde edildiğini ve 2006’dan bu yana tutulan istatistikte en kötü 2. yılın 2024 yılı itibariyle yaşandığını görüyoruz. Para miktarı arttıkça gelir eşitsizliği artıyor. İzmir, en zengin yüzde 20’nin aldığı pay olarak 47,1 ile büyükşehirler arasında gelir eşitsizliğinin bir parça daha iyi olduğu bir yer konumunda. Bu durum, İzmir’de orta kesimin daha fazla olduğunu oraya koyuyor” dedi.NAKİT SIKINTISI YAŞANIYORMevcut ekonomi politikalarında bazı alanlarda iyileştirme sağlanmış olsa da; artan maliyetler, nakit sıkıntısı ve kısıtlı finansman erişimi nedeniyle şirketlerin zorlandığını, öz sermayesi kısıtlı firmaların, bu koşullar altında daha da zor günler yaşayabileceğini gördüklerini belirten Özgener, içinde bulunduğumuz dönemde, karşılıksız çek oranlarının mevcut piyasa koşullarında ciddi şekilde arttığı, işletmelerde kapasite düşüşleri başladığı, bu gelişmelerin, üretim ve istihdam artırılmasını engelleyen temel bir faktör olduğu görülüyor. Artan maliyetler nedeniyle mevcut istihdamın korunması da giderek güçleştiğini belirterek, konuşmasını daha sonra şöyle sürdürdü:“İç piyasadaki daralmanın kâr marjlarının azalmasına neden olduğunu ve bu durumun firmaların büyüme potansiyelini sınırlandırdığını değerlendiriyoruz. Dış ticaret işlemleri açısından ise; mevcut döviz kuru ihracatta kârlılığı düşürüyor, iş gücü maliyetleri ve diğer operasyonel giderler ise; şirketleri ek yük altına sokuyor.Nitelikli personel eksikliği ve tedarik zinciri aksaklıkları, üretim ve hizmet sektörlerinde sorunlara yol açıyor, nakit sıkıntısının piyasadaki genel hareketliliği de olumsuz yönde etkiliyor.Bu şartlar altında; yeni finansman destekleri, teşvikler ve yapılandırmaların devreye alınmasının, özellikle nakit akışının rahatlatılmasının gerekli olduğunu değerlendiriyoruz. Bu çerçevede; üretim kapasitesinin verimli kullanılması ve uluslararası pazarlarda rekabet gücünün artırılması konularında adımlar atılması gerektiğini düşünüyoruz.”
Ekonomi
Yayınlanma: 29 Ocak 2025 - 18:51
"Para miktarı arttıkça gelir eşitsizliği artıyor"
Ekonomi
29 Ocak 2025 - 18:51