Çocukların kültürel ve kişisel gelişimine katkı sağlamak amacıyla tam 37 yıldır ülkemizin tüm şehirlerinde minik tiyatro severlere ücretsiz tiyatro izleme fırsatı sağladıklarını belirten Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili İdil Yiğitbaşı, Pınar Çocuk Tiyatrosu’nun bir hayal ile başlayıp sınırlarının önce İzmir’in dışına ve sonra da tüm yurda yayılarak çocuklara ulaştığının söyledi.
Geçen yıl Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına özel olarak hazırlanan ve çok ilgi gören “Küçük Kız ve Cumhuriyet” adlı oyunu bu yılda sahnelemeye devam ettiklerini söyleyen İdil Yiğitbaşı; “Pınar Çocuk Tiyatrosu, sosyal sorumluk vizyonu taşıması ve sanata olan katkının yanı sıra temelde binlerce çocuğun hayatına tiyatro sevgisi katması açısında çok büyük bir öneme sahip… Bu vesileyle Dünya Tiyatro Günü dolayısıyla tiyatro için emek harcayan herkesi tebrik ediyor, çabalarından ötürü teşekkür ediyorum. Bugüne kadar miniklere yalnızca tiyatro sevgisini aşılamadık, oynanan her oyunda çocukların yaratıcılıklarına, kültürel ve kişisel gelişimine katkıda bulunmayı hedefledik. Oyunlarımızın senaryosunu pedagogların yönlendirmesi ile kaleme alınıyor, böylelikle çocuklarımızın kişisel gelişimlerini tamamladıkları yaşlarda farklı duyularının gelişmesine de katkıda bulunuyoruz. İşte bu vizyonla Pınar Çocuk Tiyatrosu, tam 37 yıldır sahne alıyor. Çocuklar bizi geleceğimiz, tiyatro ise en önemli sanat dallarımızdan biri, çocukları ve tiyatroyu aynı platformda bir araya getirebilmekten gurur duyuyoruz” dedi.
Pınar Çocuk Tiyatrosu “Küçük Kız ve Cumhuriyet” adlı oyunu sahnelenmeye devam ediyor
Küçük Kız ve Cumhuriyet, 6 – 7 yaşlarındaki Şimal’in annesine sorduğu “Cumhuriyet yıldızı nedir”? sorusuyla başlıyor. Gizemli bu soru, ne zaman bir çocuk tarafından sorulsa Cumhuriyet Müzesi’ndeki tüm eşyalar harekete geçip heyecanlanıyorlar. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün geleceğin teminatı çocuklara Cumhuriyeti teslim etmesinden yola çıkılarak ne zaman bir çocuk Cumhuriyetin ışığını ararken müzedeki eşyalar, çocukların rüyasında Cumhuriyet yıldızına giden yolu gezdirmeye başlıyorlar. Ancak Cumhuriyet karşıtı olan “cehalet” ve “esaret” adlı hırsızlar, müzeye gizlice girerek müzenin tamamen boşaltılmasını ve değerlerin yok edilmesini amaçlıyor. Şimal de müzedeki eşyalarla bir olup bu iki hırsıza karşı büyük bir maceraya atılıyor. Sonunda Şimal sabah uyanıyor ve annesinden kendisini Cumhuriyet Müzesi’ne götürmesini istiyor.