Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı

Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı


Erdoğan'ın seçimlerde işi zor

02 Nisan 2023 - 01:01

AKP hükümetinin Cumhurbaşkanı ve Partinin Genel Başkanı Erdoğan, 22 yıllık iktidarının, ülkemizde mayıs ayında yapılacak seçimler nedeniyle, en büyük sınavıyla karşı karşıya. Yalnızca ülkeyi kimin yönettiğini değil, nasıl yönetileceğini, ekonomisinin nereye gittiğini ve çatışmayı hafifletmek için nasıl bir rol oynayabileceğini, mayıs ayında yapılacak seçimlerin sonuçları belirleyecek olması, ülkeyi kötü yöneten, iktidardaki AKP hükümetini zor günler bekliyor.

Mayıs ayında yapılacak olan, Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri, ülkede hemen hemen her alanda yaşanan bir sürü sorunlar ve belirsizlikler gölgesinde yapılacaktır. Ülkemizin güneydoğusunu vuran, on binlerce kişiyi öldüren ve milyonları evsiz bırakan, dünyanını en büyük felaketi olan depremden  üç bucuk ay sonra, 14 Mayıs'ta yapılacak olması, iktidarın aleyhine dönüşecek bir seçim olacaktır. 

Deprem bölgesindeki depremzedelere geç müdahale edilmesi, organizasyonun zayıf olması, depremzedelerin tepkileri gölgesinde, yapılacak bir seçim iktidar için bir handikap olacaktır.

Asıl önemlisi, muhalif partiler ve belediyelerin çok kısa zamanda deprem bölgesine, ulaşıp insanlara yardım götürüp depremzedelere dokunmaları, bölge halkının övgüsünü kazanmıştır. Devletin kurumları olan, Kızılay ve Afad'ın beceriksiz ve liyakatsiz yöneticilerinin süreci iyi yönetemeyerek enkaz altında kalması, hatta Kızılayı bir ticarethaneye dönüştürüp çadırı STK’lara para ile satması, depremzedelerin ve  kamuoyunun tepkisini almış olması da, mayıs ayında yapılacak seçim sonuçlarını etkileyecektir.

Uzun bir süre İktidar olan AKP hükümeti, ülkeyi ekonomik ve siyasi kaosa sürükleyen, tek adam rejmine karşı çıkan muhalefetteki millet ittifakı ve bileşenleri bir araya gelerek, Cumhurbaşkanı adayı olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu aday göstermeleri, muhafazakar kökene sahip seçmenlerin yanı sıra, soldan ve sağdan seçmenlere hitap etmeyi amaçlayan, toplumsal bir ittifakın kurulması Erdoğan’ın yeniden seçilme şansını azaltmıştır.

Millet ittifakının Cumuhurbaşkan adayı, Kılıçdaroğlu Emek ve Özgürlük ittifakının desteğini de alarak, birinci turda seçimi göğüslemeyi hedefliyor. Emek ve Özgürlük ittifakın açıktan destek vermesi de Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı seçimleri yarışında zora soktuğu yapılan bir çok anket sonuçları ortaya koymuştur.

İktidardaki AKP, seçimi kaybettiğini anlayınca, milliyetçi ve ülkücü MHP ve dini referanslı BBP ile cinsel ayrımcılığı savunan İslamcı YRP yanında, kafatascı aşırı dinci bir çok aydını katleden ve mezarlık evleri ile gündeme gelmiş, Hizbullah terör örgütü ile bağı olan HÜR-PAR ve bileşenlerle bir araya gelerek cumhur ittifakını genişleterek iktidarda kalmayı hedefliyor olması, bazı kesimleri özellikle kadın örgütlerini ve AKP içindeki liberal ve muhafazakarları rahatsız etti. 

Mustafa Kemal Atatürk'ün bir asır önce, modern Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmasından bu yana, en güçlü ve uzun süre iktidarda kalan, Erdoğan ve onun İslamcı temelli AK Partisi, uyguladığı politikalar ile Atatürk'ün laik planından uzaklaştırdı. Cumhuriyet devrimi ve değerlerine karşı yaptığı uygulamalara, halkın büyük bir kesiminin tepkisine ve eleştirilerine yol açmış oldu. AKP’ye kızan milliyetçi ve Atatürkçü kesimin, bu seçimlerde hesaplaşma yapacakları, yapılan kamuoyu yoklamaları göstermektedir.

Ülke ekonomisi güvenliği, iç ve dış meselelerine ilişkin politikalarını etrafındaki liyakatsiz danışman ve yöneticileriyle birlikte, 1000 odalı sarayda aldığı kararlar nedeniyle, kendi etrafında merkezileşen bir yönetim sergiliyor olması, hükümet karşıtı olan, muhaliflerin yoğun tepkisine neden olmaktadır.  Muhalefet partilerin ülkenin tüm bu sorunlarını çözeceklerine dair halka söz vererek, uzman kadroları ile planlı ve programlı bir şekilde, halkın önüne çıkıp, halkın güvenini kazanmayı hedefliyor olmaları muhalifler lehine güçlü bir rüzgarın estiği, siyaset bilimcileri tarafından ifade ediliyor.

Muhalif eleştirmenlerin, hükümetin muhalefeti susturmak için iktidar gücünü orantısız ve acımazsız bir şekilde kullandığı, hak ve özgürlük, demokrasi alanlarını kısıtlayan ve yasaklan bir yönetim sergiliyor olması yanında, yargı sistemini etkisi altına aldığını söylüyorlar, bu suçlamalara iktidar, güvenlik tehditleri karşısında vatandaşları koruduğunu söylüyor. Bu iddiaları red ediyor olması, hiç olmamış gibi geçmişin üzerine sünger çekmesi, halkın büyük bir kesiminin tepkisini çekiyor.  

Ekonomistler, Erdoğan'ın faiz oranlarını düşürerek, enflasyonu da düşüreceğini, yeni bir ekonomik model dediği saçma bir uygulamayı yürürlüğe koydu. Ancak dediği model çökmüş ve gerçek enflasyonun geçen yıl, 24 yılın en yüksek seviyesi olan, %150'ye yükselmiştir. Yine eleştirmenlerin, Türk lirasının son on yılda dolar karşısında değerinin onda birine düştüğünü söylüyor olmalarını, dikkate almayan iktidar, inatla sözde ekonomi modeli olan, düşük faizi uygulamasını devam etmesi nedeniyle, eleştirmenler halkını enflasyona ezdirmesinin bedelini, sandıkta ödeyeceğini ifade ediyorlar.

Muhalefet Merkez Bankasına, bağımsızlığını geri getirme ve Erdoğan'ın alışılmışın dışında ekonomi politikalarını tersine çevirme sözü veriyorlar. Ayrıca eski parlamenter sistemine dönüş, Cumhurbaşkanının yetkilerini kısıtlayan ucube sistemine son vereceklerini söylemeleri, halk arasında taraflar toplamaya ve seçmenin ilgisini çekmeye yetiyor. 

Türkiye ayrıca bölgesel güçler, komşu ülkeleri ile sürdürülebilir bir politika izlememiştir. Suudi Arabistan, Suriye, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail, Yunanistan Kıbrıs ile Doğu Adeniz sınırları konusunda bir dizi diplomatik çatışma içine girdi. Daha sonra rotasını değiştirip yakınlaşma arayışına girdi. İktidarın bu tutumu ve uyguladığı yanlış dış politikalar, komşu ülkelerin ve kamuoyunun tepkisini almıştır. Her seferinde iç siyasete dönük söylem ve eylemlerini, seçimlerde seçmenlerin, iktidarı değerlendirecek fırsatı olacaktır.  

Kısacası, 22 yıldır ülkeyi kaosa sürükleyen, kötü yöneten bu iktidarın yapacağı bir şey, söyleyecek bir sözü kalmadı. Sadece gerçekleri saptırarak, siyasi algı kullanarak seçimi göğüslemeyi hedefliyor. Muhalifler ise, iyi bir siyasi iklim ve birliktelik sağladılar. Biz duyarlı ve sorumlu kişilere düşen görev, mayıs ayında sandığa giderek, bu ucube tek adam hükümet sistemine son vermektir.



 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum