• İzmir Haberleri
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Gündem
  • Ekonomi
  • Siyaset
  • Sağlık
  • Magazin
  • Spor
  • Kültür-Sanat
  • Bilim ve Teknoloji
  • Dünya Eğitim Yerel Asayiş Genel Çevre
  • Ara
SON DAKİKA:
22:29
Yangınlar turizm sektörünü olumsuz etkiliyor
19:30
Yaz Spor Okulları’nda ikinci dönem kayıtları başlıyor
18:44
Yumurta krizi derinleşiyor
14:57
"Esnafımız 15 Temmuz gecesinde milletimizin yanındaydı"
14:11
Tire'de çocuklara spor dolu bir yaz
13:52
Seferihisar’da hayat var
13:39
Batı Anadolu Şirketler Topluluğu’na çifte ödül
13:31
Bayraklı'da asfaltlama seferberliği
13:15
Karşıyaka’da spor, dostluk ve eğlence bir arada!
12:14
Buca Kent Belleği Sergisi kapılarını açmaya hazırlanıyor
11:25
Işınsu Kestelli'den 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Mesajı
11:09
Çocuklara yaz kampı hediyesi
11:04
Metruk yapılara geçit yok
10:42
İAOSB’den yangın seferberliği
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar Üye Paneli
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Feyzullah Topçu Mali Hukuk Uzmanı
  3. Temel sorunlarımız
Yayınlanma: 24 Ocak 2025 - 18:19

Temel sorunlarımız

24 Ocak 2025 - 18:19
Yorumlar
Dinle
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Temel sorunlarımız
Feyzullah Topçu Mali Hukuk Uzmanı

Türkiye'deki ekonomik dengelerin bozuk olmasını ve ekonomik krizin en büyük sebebleri nedir, sorusu üzerine yapılan kamuoyu araştırmaları sonucu, sırasına göre; 

Birinci sırayı; yüksek enflasyon ve geçim sıkıntısı

İkinci sırayı; hukuk

Üçüncü sırayı; eğitim

Dördüncü sırayı; işsizlik

Beşinci sırayı; saglik temel sorunlarımızın başında yer aldıklarını gösteriyor.  

Toplumun tümünü kapsıyan bu alanların kötüleşmesi karşısında, halkın iktidara karşı öfkesi artıyor, güven duymuyor, güven olmayınca da, üretim olmuyor, yerli ve yabancı yatırımcılar yatırım yapmıyor. Haliyle işsizlik artıyor, TL değer kaybediyor, döviz baskılara rağmen yükseliyor, enflasyon azıyor, dolayısıyla hepsi birbirini tetikliyor.
 

Sonuç: Bir avuç insan hariç, halk olarak batmaya sürükleniyoruz.
 

Bu temel sorunları kısaca irdelediğimizde; 

Ülkemizin en temel sorunu, uzun bir süreden beri halk olarak yaşadığımız yüksek enflasyon ve hayat pahallığıdır. İktidarın aldığı ekonomik tedbirler ve para politikaları yüksek enflasyonu durduramıyor. Sebebi ise, yapısal sorunlarımız var. Bu yapısal sorunları çözecek, çözümler sunacak ne uzman kadro, ne de proğramımız var. Olan dar gelirli vatandaşa oluyor. Yüksek enflasyon altında eziliyor. Nasıl mı eziliyor işte rakamlar: 

2024 yılı enflasyon oranları
 

TÜİK % 47
 

ENAG % 87

TÜİK'ün makyaj edilmiş oranlar ile ENAG arasında yüzde yüz fark var. 

Kira artışı % 62,2

Hemen her şeyi etkileyecek ve artıracak yeniden değerleme oranı %43.93
 

Asgari ücret % 30 

Emekliye memura % 11 ile 15 arası işte tablo budur.

Bu oranlara baktığımız devletin, önemli bir kurumu olan TÜİK rakamları nasıl manipüle ettiğini ve dar gelirli insanları nasıl mağdur ettiğini görüyoruz.

Yine yapılan bir kamuoyu araştırma sonucuna göre; Türkiye genelinde yapılan anketlerde, 10 kişiden 9’u geçim sıkıntısı çekiyoruz demiş. Önemsenmesi ve ciddiye alınması gereken bir orandır. Demek oluyor ki; ülkemizde yaşayan, bir avuç insan dışında, halkın çoğunluğu, hayat pahallığı nedeniyle, zor günler geçiriyor. 

Diğer bir konu ise işsizlik;

Ekonominin hızla yavaşladığı ülkemizde, TÜİK'in makyajlı işsizlik verilerine göre % 9.2, bağımsız kuruluşların araştırmalarına göre, gerçek işsizlik %29.2 bu oranın % 40 genç işsizlerdir. Bu yüzden  gençlerimizin bir çoğu yurt dışında iş bulma arayışı ve hayali içindeler.
 

Yani çalışabilir nüfusta her 3 kişiden biri işsiz. Sebebi ise, yüksek enflasyonun dayattığı, yüksek maliyetler, ülkede yaşanan belirsizlikler nedeniyle, üretim ve yatırım durdu. İşverenler maliyetleri azaltmak ve ayakta kalmak için ilk çare işçi çıkartarak, çalışan sayısını düşürmekte buldu. 

Eğitime gelince; 

Ceketimi satarım, çocuğumu okuturum noktasından, “Okutarak acaba hata mı yaptık” noktasına geldik. Okumuşları okuduklarına pişman ettik. Eğitimde amaç sadece diploma almak oldu. Bilime dayalı kaliteli eğitim bitti. Türkiye'nin her iline üniversite açıldı. Bir söz varya, bir şey ne kadar çoksa değeri o derece önemsizdir. Nitelik azaldı nicelik çoğaldı. Tüm bölümler yavaş yavaş önemini kaybetmeye başladı. Üniversitemiz var ama içi boş, yeterli öğretim görevlisi yok, Bu yüzden eğitim konusunda, dünya sıralamasında sonlardayız.

Köy Enstitüleri; bugün dünyanın en iyi eğitim modeli olarak kabul edilen bu okulların kapılarına kilit vurmasaydık, bugün üreten, okuyan, düşünen, soran, sorgulayan, her alanda kalkınmış bir Türkiye olurduk.

Bu gerici kafa ile çağdaş eğitimi planlamak hayaldir. Taşıma sistemi ile devlet okullarını imam hatip yapmakla ve özel okulları teşvik etmekle bu eğitim politiksı yürümez.
 

Hizmetlinin şube müdürü, daire başkanı yapıldığı sistemde ve yine eğitimcinin mutsuz olduğu bir ülkede, hangi eğitim ve eğitimin geleceğinden bahsedebiliriz. 

Temel konulardan Hukuk'a gelince;

Anayasanın 2. maddesinde devletin yönetim şekli “Demokratik hukuk devleti" olarak tanımlanmasına rağmen, özellikle son 15 yılda, bu ilkeler büyük erozyona uğradı.
 

Ömür boyu sürecek, bir yönetim sisteminin ve amacının işaret fişeğinin atıldığı bir ülkede, hukuk yok olursa, anayasa da zaten umurlarında olmaz. Bugün ülkede kör topal ileleyen bir hukuk sistemi var.
 

Hukukun üstünlüğü ve demokrasiyi tesis etmekle görevli kurumlar, adeta hukuku ve özgürlükleri kısıtlama yarışına girdi. Bütün demokratik kazanımlar pervasızca harcandı. Kısaca, yargıda keyfilik var. Yargıyı güç sahipleri, iktidar sahipleri, ellerinde bir kılıç gibi kullanmaktadırlar.
 

SGK ve sağlık sorununa gelince, 

Sosyal Güvenlik Kurumu'nun 2025 yılı bütçesi belirlenirken,  SGK'nın 2025 yılında 4,7 trilyon TL gelire karşılık, 5,2 trilyon TL harcama yapması ve 551,8 milyar TL açık vermesi öngörülüyor. Bu öngörülen açığın daha fazlası olacak. Çünkü, SGK iyi yönetilmiyor. Bu nedenle, her dönemde merkezi bütçenin kara deliği olmuştur.

Artık tüm Türkiye tanık, tüm Türkiye biliyor. SGK batmıyor ama SGK hortumlanıyor. SGK'yı hasta garantili hastaneler ve yeni doğan çetesi gibi denetimsiz özel hastaneler batırıyor. SGK'yı yandaş ilaç firmaları sömürdükleri için açık veriyor. 

SGK almış olduğu mal ve hizmetler karşılığında yersiz ödemeler yapıldığı için açık veriyor. 

Sözün özü, hükümet yetkilileri dediği gibi, SGK emekliler yüzünden açık vermiyor. İyi yönetilmediği için, sağlık özelleştirildiği için, kötü günler yaşıyor. 

SGK, kendine yıllarca prim ödeyenlere nitelikli, kamusal hizmet sağlayarak değil; sağlık tüccarlarına emanet edilen sağlık sistemi ile hortumlandığı için batıyor. İlaçlardan katkı payı alarak bu bataklığı kurutmaya çalışmak, sadece halkı sömürmektir. Başkaca bir şey değildir.

AKP hükümeti, devlete ait hastaneleri birer birer kapatıyor, hastaları özel hastanelere ya da yandaş şehir hasnelerine gitmelerine zorluyor. AKP hükümeti, hastaları da özel hastanelerin insafına terk etmiş durumda. Özel hastaneler de, her yolu kullanarak bazen işlerini kitabına uydurarak, bazen de açıkça suç işleyerek, hem devleti ve SGK’yi soyuyor. Hem de hastaların ve hasta yakınlarının cebine göz dikiyorlar. Sadece cebine göz dikmekle de kalmayıp, “yenidoğan çetesi” örneğinde görüldüğü gibi, insani ve toplumsal dramlara da yol açıyorlar.

Sonuç olarak sağlık personeli mutsuz, vatadaş kaliteli hizmet alamadığından ve elini cebinden çıkaramadığından mutsuz.

 Bu sistemden mutlu olan birileri varsa, yandaşlar, siyasiler ve çıkarcılar.


 

  • YORUMLAR
  • FACEBOOK
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Kayıt dışı ekonomi - 09 Şubat 2025
  • İsraf ve tasarruf - 14 Ocak 2025
  • Türkiye'de muhalefet partileri - 08 Ocak 2025
  • 2024 yılında hak ve özgürlükler alanında neler yaşandı - 02 Ocak 2025
  • İthalatın üretim üzerindeki etkisi - 24 Aralık 2024
  • Gelir dağılımı - 18 Aralık 2024
  • Enflasyon ve gerçekler - 10 Aralık 2024
  • Ahlakta yozlaşma - 04 Aralık 2024
  • Türkiye'nin IMF ilişkileri - 25 Mart 2024
  • Halk yorgun ve bitkin - 16 Mart 2024
  • AKP ve kutuplaştırma - 10 Mart 2024
  • Üniversiteli gençliğin bitmeyen sorunları - 04 Mart 2024
  • Yoksul ülkenin yoksul kadınları - 25 Şubat 2024
  • Siyasetin dili - 17 Şubat 2024
  • Ekonomimiz nasıl düze çıkar - 13 Şubat 2024
  • Ekonomide yerel seçim sonrası... - 06 Şubat 2024
  • Ücretlilere yapılan artışların enflasyona etkisi - 17 Ocak 2024
  • Bu politikalar ile ekonomi düzelmez! - 16 Aralık 2023
  • Ahlaki çöküş - 03 Aralık 2023
  • Enflasyonun sosyal yaşama etkisi - 26 Kasım 2023
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
Köşe Yazarları
Kayıt dışı ekonomi
Feyzullah Topçu Mali Hukuk Uzmanı
Kayıt dışı ekonomi
KOBİ'leri bekleyen sürpriz
Şerif Yıldız İzmir Mali Müşavirler Odası Başkanı
KOBİ'leri bekleyen sürpriz
İzmir Tarım Grubu'ndan siyasilere açık çağrı
Dr. Pınar Nacak
İzmir Tarım Grubu'ndan siyasilere açık çağrı
Meclis'e sunuldu! Emeklilik yaşı artıyor mu?
Melis Elmen - Sosyal Güvenlik Uzmanı
Meclis'e sunuldu! Emeklilik yaşı artıyor mu?
Ağır engelli çocuğu olan anneler erken emekli olabiliyor!
Yavuz Kurt
Ağır engelli çocuğu olan anneler erken emekli olabiliyor!
1 Mayıs'a övgü
Alpaslan Savaş
1 Mayıs'a övgü
Doğal açıklıktan rahim ameliyatı: Vajinal Histerektomi
Prof. Dr. Ümit İnceboz
Doğal açıklıktan rahim ameliyatı: Vajinal Histerektomi
Aşı zorunlu olabilir mi?
Av. Elvan Kılıç
Aşı zorunlu olabilir mi?
7326 sayılı Bazı Alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasanın getirdikleri
Mehmet Kuzu
7326 sayılı Bazı Alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasanın getirdikleri
Türkiye yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3 büyüdü
Işınsu Kestelli
Türkiye yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3 büyüdü
Genital estetikte doğru bilinen 8 yanlış
Op.Dr. Esra Demir Yüzer
Genital estetikte doğru bilinen 8 yanlış
Adaletle uğraşmayı bırakın!
Ulvi Puğ
Adaletle uğraşmayı bırakın!
Bel fıtığı hakkında doğru bilinen yanlışlar
Doç. Dr. Ahmet İnanır
Bel fıtığı hakkında doğru bilinen yanlışlar
Beyin felcine evde tedavi
Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa
Beyin felcine evde tedavi
5 Haziran Dünya Çevre Günü hiç bu kadar anlamlı olmamıştı
H. Gökmen Özdemir
5 Haziran Dünya Çevre Günü hiç bu kadar anlamlı olmamıştı
Çok Okunan Haberler
Yangınları söndürmek için canlarını siper ettiler
Yangınları söndürmek için canlarını siper ettiler
İAOSB’den yangın seferberliği
İAOSB’den yangın seferberliği
Çocuklara yaz kampı hediyesi
Çocuklara yaz kampı hediyesi
Ana Sayfa
Gündem
Ekonomi
Siyaset
Sağlık
Magazin
Spor
Kültür-Sanat
Bilim ve Teknoloji
Dünya
Eğitim
Yerel
Asayiş
Genel
Çevre
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Karikatürler
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Asayiş
  • Bilim ve Teknoloji
  • Çevre
  • Dünya
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Genel
  • Gündem
  • Kültür-Sanat
  • Magazin
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Üye Paneli
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Karikatürler
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Sitene Ekle
  • İzmir Haberleri
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim