Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı

Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı


Ekonomimiz nasıl düze çıkar

13 Şubat 2024 - 17:28

Ülkemizde son yıllarda yönetimde önemli sonuçlar doğuran,  iki çok önemli değişiklik yaşandı. 

 

Birincisi, 2018'de tek adam Cumhurbaşkanlık rejimine geçişle, resmi olarak cumhurbaşkanı politikanın her alanında baskın otoriter bir yönetim sergilemeye başlaması.  

 

İkincisi, Erdoğan'ın AKP'si iktidara gelmeden önce 2000'li yılların başında, bir dizi ekonomik reformun parçası olan,  Merkez bankasının bağımsızlığı da artık ortadan kalkması. 

Bu güne kadar altı Merkez bankası başkanı görevden alındı. Erdoganı dinlemeyen faiz artıran başkanı hemen görevden alma, modeli ortaya çıktı. 

 

Diğer faktörlere gelince;

Liranın, uzun bir süredir büyük oranlarda değer kaybetmesi.  Bu, herhangi bir ekonomi için çok büyük bir değer kaybıdır, Türkiye için ise çeşitli nedenlerden dolayı daha da kötüdür.

 

Bir diğer faktör ise, Türkiye'nin borçlarının önemli bir kısmının döviz cinsinden olması, özellikle de ABD doları ve Euro zayıflayan lira bu borçların ödenmesini çok daha zorlaştırıyor. 

 

Ne yapabilir?

Dövizdeki çalkantı karşısında politika yapıcıların kullanabileceği üç politika aracı vardır: 

Faiz oranlarını yükseltmek, 

Döviz rezervlerini satmak, (Döviz rezervesi varsa)

Sermaye kontrolleri uygulamak, (yani dövizin ülkeden çıkmasını engellemek).

Her üçü de yerel para birimi üzerindeki baskıyı kaldırmayı amaçlar.

Faiz oranlarının yükseltilmesi, yerli para birimini yatırımcılar için daha çekici hale getiriyor, çünkü yatırımcıların bundan kazanabileceklerini artırıyor. 

Döviz rezervlerini satmak, daha fazla yerli para satın almak anlamına gelir, böylece ekstra talep nedeniyle değeri güçlenir. 

Sermaye kontrolleri de, yerli para ile yabancı para arasındaki ticaret hacmini yavaşlatıyor, bu da daha az insanın yerli para birimini satması anlamına gelir.

 

Türkiye'nin ihtiyacı olan şey, toplumun geniş kesimlerinin desteğiyle, merkez bankası bağımsızlığının yer aldığı, dikkatle tasarlanmış ve kapsayıcı bir istikrar programıdır. Bu programa engel ise çok güçlü başkanlık rejimindir. Bu yüzden gerçekleşmesi pek olası değil.

 

Diğer bir sorun, büyük ölçüde mal ithalatının ihracatı önemli ölçüde aşmasından kaynaklanan, ülkenin giderek büyüyen, cari hesap açığını daraltmak önemlidir.

 

Ekonomistler, ekonomiyi toparlamaya başlamak için hızlı bir şekilde art arda birkaç eylemin gerekli olacağını düşünüyor., "Ekonomiyi istikrara kavuşturmak için döviz kurunda büyük ve süreksiz bir ayarlama yapılmasını gerektireceğini düşünüyorlar. Cari açığı azaltmak için "iç talebi yavaşlatacak politikada ciddi bir sıkılaştırmanın" da gerekli olduğunu ifade ediyorlar.

Bu sıkı para politikaları paramızın değerini yükseltecek satın alma gücünü artıracak olması, iç talebin azalmazı ve  fiyatların da denetim altına alınması yüksek enflasyonu aşağıya çekecektir.

 

Para politikaları uygulanabilir ve sürdürülebilir gerçekçi, kalıcı politikalar yanında ekonomik, mali ve sosyal politikalarında da yapısal değişikler yapılması gereklidir.

Bunlardan; 

Adaletin ve yargının bağımsızlaştırılması, bireylerin hak ve kendilerini ifade etme özgürlüğü gibi temel hakların güvence altına alınması.  

Demokrasi kuralların işlemesi için eskiden olduğu gibi parlamenter sisteme acil dönülmesi, Başbakanlık ve TBMM’ye işlerlik kazandırılması hedeflenmeli, ucube tek adamlı Cumhurbaşkanlık sisteminin kaldırılması.

Siyasilerin toplumu ayrıştıran, ötekileştiren söylemlerden uzaklaşarak birleştirici bir dil kullanmaları da önemlidir.

Komşularla iyi bir ilişki kuracak barışçı ve istikrarlı bir dış politika izlemek,

Adil bir gelir dağılımı ve toplumsal barışı sağlamak için ücretlileri ve dar gelirlileri yüksek enflasyonun pençesinden kurtarmak,

Daha önemlisi, halkın iktidara olan güveninin artırılması da ekonomimizin düzlüğe çıkmasında önemli bir rolü olacaktır.

Ayrıca kamu harcamalarında azami tasarrufa gidilmesi ile bütçenin gelir kalemlerini artıracak hamleler yapmak, kazanandan çok kazanmayandan az yani gelirine göre, vergi alan bir düzenleme yapmak. Vergi kayıp ve kaçağını yok edecek, nerden buldun gibi sistemlerini devreye sokmak kısaca adil bir vergi politikasını uygulamaya koymak da önemlidir. 

Ekonomi alanında ise, en büyük sorun ithalatı azaltmak için, üretim ve değer yaratacak yatırımları artırmak, katma değer yaratacak ileri teknoloji ve enerji gibi konularda yatırım yapan girişimcileri desteklemek, tarım ve çiftçiyi teşvik etmek ithalattaki bağımlılığı azaltacaktır. Aynı zamanda istihdamı artıracak ve işsizliği azaltacaktır.  

İthalatı azaltmanın yanında ihracatı artırıcı tamamı yerli ihracat yapan sektörleri desteklenmelidir.

Sürdürebilirdir mali politikalar uygulamaya koymak ve bu politikaları sekteye uğratacak engelleri ortadan kaldırmak. 

Yabancı yatırımcıların önündeki, yasal engelleri kaldırmak ve Türkiye’nin yatırım için güvenli bir liman olduğunu verilerle ortaya koymak da ekonomimizin gelişmesine katkısı olacaktır. 

Bu günkü yazımı, değerli dostum Dr. Haluk beyin ekonomiyi nasıl düzeltebiliriz sorusu üzerine kaleme aldım. Aklımın ve bilgimin yettiği kadar önerilerimi kısaca yazmaya çalıştım. Tabiî ki böylesi önemli bir konu da daha birçok ilişkili konular vardır, detayını konunun uzmanlarına bırakıyorum. 

Sonuç olarak, hükümetin ekonomik politikalarını hazırlayan kadro biat eden, konusunda uzman olmayan, liyakatsiz yöneticilerden oluşturulması, yaşanan ekonomik krizin en büyük sebeplerden biridir. 



 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum