Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı

Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı


Ücretlilere yapılan artışların enflasyona etkisi

17 Ocak 2024 - 20:06

Ülke olarak, içinde bulunduğumuz enflasyonla mücadele döneminde, asgari ücrete yapılan % 49, memur ve emeklilere yapılan % 49.25 ile SGK ve Bağkur emeklilerine yapılan % 42.6 yıllık artışların, ekonomiye dolayısıyla enflasyona ne şekilde etki edeceğini mal ve hizmetlere fiyat artışları zam yağmuru şekline dönüşeceğini, bu nedenle fiyat artışları enflasyonu nasıl körükleyeceğini anlatmaya çalışacağım. 

Enflasyonu etkileyecek diğer bir konu ise, kamunun yapacağı yeniden değerleme oranında harç ve vergi artışları enflasyonunun yükselmesine neden olacağı ve sonuçta almış olduğumuz mal ve hizmetlere zam olarak  yansıyacaktır. 

Maaşlılar cephesinden baktığımızda, bu artışlar memur ve emeklileri memnun etmemiştir. Sokakta vatandaşlara bu artışlar yeterli mi diye sorulduğunda? Hayır yeterli değil yanıtını almak mümkün. 

Yapılan bu artışlar, ülkenin gerçeklerini yansıtmadığı, yaşanan gerçek enflasyonun altında kaldığını söylüyor ve isyan ediyorlar. 

Bu kesimin yaptığı haklı diğer bir eleştiri ise, emekliler arasında ayrımcılık yapılmasıdır. 

Ülkenin bu ağır ekonomik koşulları altında ezilen sadece memur emekliler olmadığını; SGK ve Bağkur ile dul ve yetimlerin aynı oranda etkilendiğini,  maden sabit bir oranda artış yapılıyor ise, memur emekliye % 49 diğer emeklilere % 42.6 hatta alt limitten maaş alanlara % 33 artış yapmak hiç de adil değildir. Saçmalıktan öte bir şey değildir diye ifade ediyorlar.

Emeklilere yapılan bu haksızlığın temelinde, siyasi bir baskı unsuru oluşturamadıklarından. Önce isyan eden sonra susarak hakkına razı olan bir topluluk haline geldikleri içindir.  

Emeklilere yapılan bu haksızlık karşısında, direnmek ve hak aramak gibi eylemlerde bulunacak, önderlik yapacak bir örgütlenme modelleri yok. Çok sayıda etkisiz ve yetkisiz dernek var, federasyonlar var ama kamuoyu yaratamadıkları için başarılı olamıyorlar.

Bu dağınık örgütlenme tabiî ki hükümetin işine geliyor, hâlbuki tek çatı altında kurulacak bir federasyon daha çok ses getirecek ve siyasette daha çok etkili olacaktır.

Bu konuda, benim görüşüm ise, maaşlılara yapılacak bu işi, siyasilere bırakmamak, oy malzemesi olmaktan kurtarmaktır. 

Bu kesimi enflasyondan korumanın en uygun yöntemi, “Eşel Mobil” sistemidir. Enflasyondaki aylık artış, maaşlara direkt olarak yansır ise ve ilk maaş ödemesinde artış otomatik olarak ilave edilirse, bu kesim enflasyon altında ezilmez, aynı zamanda vesayetten kurtulur.

Bu sistemin uygulanmasında en büyük sorun, TÜİK’dir. Şayet TÜİK enflasyon rakamlarını bu güne kadar yaptığı gibi siyasilerin talep ve istekleri doğrultusunda maniple ederek açıklarsa, bu kesimleri mağdur eder. TÜİK her ay gerçek yaşanan enflasyonu açıklarsa bu sistem adil bir şekilde yürür.

Diğer bir konu ise hükümetin ekonomi kurmayları, dolayısıyla son sözü söyleyen Cumhurbaşkanı, çalışanlara ve emeklilere bu artışları yaparken, geçmiş yıllarda olduğu gibi gelecek yılın enflasyon tahminine göre artış yaptıklarını söylüyorlar. 

Ancak, gerçekleşen enflasyon tahminleri, hiçbir zaman tutmadığı için maaş zamları hep enflasyon altında kalmıştır. 

Ocak ayında maaşlara yapılan artışlar, 2024 yılı için Merkez Bankasının ve hükümet ekonomi eylem planında yıllık enflasyon oranın % 45 civarında olacağı iddiası ile maaşlara yapılan artışların da buna göre yaptıklarını hep birlikte gördük.

Hükümetin diğer bir tezi ise, bütçe olanaklarını ve mali disiplini dikkate aldıklarının ifade ediyorlar. Nedense kendi harcamalarına gelince, bütçe disiplini yok, kamu harcamaları ve diğer yatırımlarda yapılan adam kayrılmalar, maliyetin üstünde yapılan yatırım ve alımlar ile ödemelerde tasarrufa gitmemek, ücretlilere gelince, mali disiplinden bahsetmek, hiç de adil değil ve haksızlıktır.

Bu artışların ekonomiye etkisine gelince, ekonomi uzmanlarının görüşü, ülkemiz hala yüksek mutasyon dönemindedir. Bir çok faktörün etkisiyle önümüzdeki 3 veya 4 ay gibi enflasyon yükselmeye devam edeceği görüşündeler.  

Kısacası, ücretlere yapılan bu artışlar büyük oranda, nihai ürün fiyatlarına da yansıyacak gibi görünüyor. Ocak ayından itibaren iğneden ipliğe yapılan zamlar önümüzdeki aylarda devam edecektir. 

Hükümetin bu fiyatlara yapılan artışları denetleyecek ve kontrol altına alacak bir dertleri olmadığı gibi denetim ve kontrol sistemleri yoktur. İsteyen istediğini yapma özgürlüğü var. Bu nedenle, ticaret erbebabı da bu konuda art niyetli oldukları için ücretler ve diğer maliyetlerdeki artışları bahane ederek çok fazla fiyatlarda artış yapıyorlar. Bu şekilde devam ederse, birkaç ay içinde mal ve hizmetlere yapılan artışlar nedeniyle, maaşlara yapılan artışlar eriyecek ve bu kesim zor günler yaşayacak. 

İşin ilginç tarafı ise, sokakta bu kesime sorulduğunda, maaşlarımıza zam yapılmasın ama fiyat artışlarını sabitlesinler denetim altına alsınlar diyorlar ve biz buna razıyız diye ifade ediyorlar.  

Şahsen bende bu görüşlere gönülden katılıyorum. Kaşıkla verip, kepçe ile almasınlar, tasarrufu kendilerinden başlatsınlar, bizler ülke çıkarları için üzerimize düşeni yapmaya hazırız.



 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum