Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı

Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı


Siyasetin dili

17 Şubat 2024 - 19:04

Bu yazımda, ülkemizde siyaset yapan, siyaset alanında mücadele eden, siyasi liderlerinin kullandıkları dil ile ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmak istedim. 

Öncelikle, şunu söylemeliyim. Siyasi parti liderlerinin siyaset yaparken üslupları ve kullandıkları dil çok önemlidir. Bu dil, ayrıştırıcı değil, birleştirici bir dil olmalıdır.

Ne yazık ki; ülkemizde siyaset yapan siyasi parti liderleri ve yöneticilerin, birbirlerine hatta ailelerine ve özellerine karşı söyledikleri hakarete varan sözler, toplumunda bazı kesimlerde olumlu, bazı kesimlerde olumuz olarak yansıyor.   

Şöyle ki;

Bazı liderlerin siyaset alanını, bilerek isteyerek planlı olarak geriyor ve oluşacak kargaşa ve kriz ortamını kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Maalesef, duyarsız ve bilinçsiz kesimlerin desteğini de alıyorlar.  

Ülkemizde özelikle, seçim dönemlerinde bu işi Erdoğan ve Cumhur İttifakı bileşeni çok yapıyor ve hitap ettikleri kendi tabanlarında da kabul gördüğü için, bu dili çok severler ve bu dilden besleniyorlar. İşin olumsuz tarafı da, bu kötü dil tabandaki partililerde de olumsuzluk şeklinde yansıyarak gerginliklere neden olduğunu görmekteyiz. Taraftarlarda bu tür söylemler, muhaliflere tehdit, kin ve nefret duygularının beslenmesinde büyük rolü vardır. 

Bazı liderlerin nefret duygusu söylemleri yetmezmiş gibi yandaş basının da, iktidara yaranmak için muhalifleri hedef göstermeleri sonucunda, muhalefet genel başkanı ve yönleticilerine iktidarı eleştiren aydınlara karşı, yapılan fiziki saldırılara hep birlikte şahit olduk. 

İşin ilginç tarafı, saldırıyı yapanların yargıda doğru dürüst yargılanmadan salınmaları, bu işe meyilli olan kişilere güç veriyor ve taşkınlık yapma eğilimlerini tetikliyor olmasında büyük etkendir. 

Ülke olarak, 22 yıldır bunları yaşarken, ülke geçmişinin siyasi geleneğinde de, böylesine gergin ve ayrıştırıcı dil ve bir politika izleyen liderler ender görülmektedir. Ülkemizin siyaset arşivine baktığımızda, geçmiş yıllarda özellikle siyasetin çok hareketli olduğu ve sağ-sol çatışmaların yaşandığı 70’li-80’li yıllarda, o dönemin liderleri yazılı ve görsel basında olsun, seçim meydanlarında olsun, birbirlerini eleştirmişler ama nezaket ve saygı sınırını aşmamışlar ve birbirinin yüzüne bakacak mesafeyi hep bırakmışlardır.

Bugünkü siyasetçileri dinlediğimizde, aman Allah’ım! Bu ne üslup? Bu nasıl bir dil? Kişilerin özel hayatları olmak üzere yapılan hakaretler, ithamlar diz boyu! İttifak öncesi birbirlerine yaptıkları hakaretler ve ittifak sonrası hiçbir şey olmamış gibi, pişkince birlikte siyaset yapmak yaygınlaştı. Bu durumda tabii ki siyaseti kötüleştiriyor, siyasi etik kurallarını yok ediyor. 

Olması gereken, dünyada olduğu gibi siyaset meşru zeminde ve meşru usullerle, fikir ve projelerle yapıldığı sürece muteber ve meşrudur! Muhaliflerin eleştirilerine, söylemlerine karşılıklı usulüne göre, cevap vermek yerine, baskı ve tehdit, karalama hatta yanıltıcı sahte videolar yayın ve görsellere başvurmak, siyaseti dizayn etmeye çalışmak, sadece siyasilerin değil herkesin özgürlüge, özeliğimiz hak ve hukuku açısından son derece tehlikelidir.

Onun için, siyasi liderlerin kullandıkları dil ve üslubuna dikkat etmelidirler. Söyledikleri tek bir yanlış kelime bile, hem topluma ve hem de kendisine ciddi zararlar verebilir. 

Mart ayında yapılacak yerel seçimler yaklaştıkça, toplumu ayrıştırıcı, gerginleştiren, kutuplaştırıcı dilin kullanıldığını görmekteyiz. 

Özelikle tarafsız olması gereken, Cumhurbaşkanı tarafından yapılması toplumun büyük bir kesimin tepkisini almaktadır.

Bu kötü ve çirkin dil, özellikle seçim dönemlerinde dozajı yükseltiyor, daha sonra, hiçbir şey olmamış gibi fabrika ayarlarına geri dönüyorlar olsalar da, bu kötü dilin kalıntıları toplum belleğine yerleşiyor. 

Sözün özü; siyasete bir seviye kazandırmak, siyasi etike uygun, ahlak kuralları dahilinde, siyaset yapmaları için bazı yasal düzenlemelerin yapılması zorunluluk haline gelmiştir. 

Siyasiler siyaset yaparken elbette ki, karşı tarafı eleştirebilir, tenkit edebilir ancak bunları yaparken, seviyeli, “çamur at izi kalsın” anlayışı ile değil, gerçekçi, kanıtlı ve belgeli olmalıdır. İftira atmadan, hakaret etmeden, halkın yaşam koşullarını kolaylaştıracak projeler üretmek, parti programlarını halka anlatmak, uzlaştırıcı ve birleştirici bir dil kullanmak ülkemiz siyasetine kalite getireceği gibi çağdaşlığın ve demokrasinin gelişmesinde de fayda sağlayacaktır.



 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum