Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı

Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı


Enflasyonun sosyal yaşama etkisi

26 Kasım 2023 - 13:18 - Güncelleme: 26 Kasım 2023 - 13:44

Ülkemizde sosyal yaşam diye bir şey kalmadı. Sebebi ise, ülkede yaşayan toplumun büyük bir kesimini derinden etkileyen, fiyat artışı daha doğrusu yüksek enflasyondur.

Türk lirasının satın alma gücünün yüksek enflasyon karşısında erimesi, insanlarımızı canından bezdirdi.

Özel hayat diye bir şey kalmadı, gelecek ve umutları yıkılmış içlerine kapanmış, zor olan yaşam koşulları ile mücadele etmekle meşguller, onlar için sinemaya gitmek, tiyatroya ve konsere gitmek artık çok lüks oldu.

Geçmişte yaptığı gibi, eşi ve çocukları ile birlikte en az haftada bir kez dışarı çıkıp yemek yemek ve eğlenmek artık hayal oldu.

Gençlerimizin çoğu cafe'ye gidemez, barların kapısından geçemez oldu.

Büyük şehirlerde bulunan popüler barların karşısındaki merdiven başlarında veya parklarda evlerinden getirdikleri ucuz içeceklerin ve atıştırmalıkların tadını çıkarmaya çalışıyorlar.

Ülkede yaşam giderek kötüleşiyor. Maaşlar düşük ama fiyatlar artmaya devam ediyor olması, sinir bozucu bir hal almıştır. Halk gerçek enflasyonla yüzleşmesi çarşıda, pazarda, markette oluyor.

Türkiye'de uzun bir süredir enflasyon sorunu var. Fakat ülkede enflasyon yokmuş gibi davranan yöneticiler de var. Bu yüzdendir ki; ciddi ve kalıcı ekonomik tedbirler alınmıyor. Halk da bu yüzden yöecilere olan güvenini yitiriyor.

Ülkede yaşayan toplumun nerdeyse tamamı, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına inanmıyor. Açıklanan bu oynanmış rakamlar halkın cebine olumsuz olarak yansıyor. Bu yüzden halk enflasyon karşısında eziliyor. 

Geçtiğimiz ekim ayında enflasyon, yıllık bazda TÜİK’e göre yüzde 60 civarında ilan edilirken, gerçek yaşanan enflasyon ise, yüzde 150 ile 24 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu da fiyatların neredeyse iki katına çıktığı anlamına geliyor. Bu yıl enflasyon çok yüksekten biraz daha yükseğe doğru ilerledi ve sürdürülemez hale doğru ilerliyor.

Enflasyonun kontrolden çıkmasının nedeni, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşük faiz oranlarının bir şekilde enflasyonu sınırlayacağına olan inancıydı. 

Uzmanlar, para politikasında ani bir U dönüşünün damgasını vurduğu bu yaklaşımın henüz kontrol altına alınamamasının nedeninin bu yaklaşımdan gecikmiş bir şekilde vazgeçmesi olduğunu söylüyorlar.

Ülkemizde gelinen nokta;

Ülkede hukuk diye bir şey kalmamış.

Aydınlar, gazeteciler ve muhalifler hapiste.

▪ TL'nin değer kaybı rekor kırıyor.

▪ Borsa İstanbul çökmüş durumda.

▪ Yüksek faiz ve yüksek enflasyon halkımızı eziyor

▪ Temel harcamalar dahi artık lüks oldu.

Ülkede bu olumsuzluklar yaşanırken, Cumhurbaşkanlığı sisteminde tüm yetkileri toplayan Saray'dan bu konularda ses çıkmıyor.

Sonuç olarak;

Freni olmayan araba gibi gidiyoruz. Ne ekonomi yönetimi var, ne tasarruf tedbiri var. Cari açıķ her geçen gün artıyor, milli gelir düşüyor. Enflasyon halkı eziyor, işsizlik artıyor, genç işsizlik ciddi oranlarda artıyor. Emekçiler ve emekliler zor durumda yaşarken, bir avuç çıkarcı gurup bir eli yağda bir eli balda her gün servetlerine servet katıyorken, duyarlı bir kesimde, bilinçli sorgulayan, hesap soran bir toplum özlemi ve hayaliyle yaşıyor. 



 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum