Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı

Feyzullah Topçu Mali Hukuk Bilim Uzmanı


Coronavirüs ve ekonomi

02 Şubat 2021 - 14:24 - Güncelleme: 02 Şubat 2021 - 14:43

Hükümetler virüsün yayılmasını önlemek için kısmi kapanma önlemleriyle mücadele ederken, pandeminin yayılması ulusal ve uluslararası ekonomileri etki  altına almaya devam ediyor. Ülkeler işyerini kapatan işletme sahiplerine karşılıksız kira ve diğer giderlerine karşılık karşılıksız yardım yaparken, işsiz kalan kısmi çalışan işçilere önemli miktarlarda yardım yaptılar, yapmayada devam ediyorlar.

Ülkeler pandemi için bütçelerinden devasa teşvik ve yardım paketleri açıklarken, ülkemizde ise; esnafa az denecek kadar borç vererek veya komik miktarlarda  işçiye, işverene karşılıksız kısmen teşvik ve yardım yaparak mağdur olan kesimleri kendi dertleri ile baş başa bırakmıştır.
Avrupa ülkeleri faizleri düşürerek ve merkez bankası piyasayı rahatlamak için para sürerken, ülkemiz de ise tersi yapılarak faizler yükseltilmiştir.

Salgın son 12 ayda en çok yoksullara ve savunmasızlara zarar verdi ve milyonlarca insanı daha yoksulluğa itmekle tehdit etti. COVID-19, eşi benzeri olmayan bir küresel krizi de tetikledi, muazzam bir insani zararın yanı sıra, en derin küresel durgunluğa yol açan küresel bir sağlık krizi haline geldi.

Salgınla savaş nedeniyle; Küresel ekonominin ve kişi başına düşen gelirin bu yıl küçüleceğini ve milyonlarca kişiyi aşırı yoksulluğa sürükleyeceği tahmin ediliyor.

IMF, küresel ekonominin 2020'de % 4,4 küçüldüğünü söylerken 1930'lardaki Büyük Buhran'dan bu yana görülen en kötü kriz olarak kayıtlara geçti.

İş arayanlar için zor bir yıl olcak. Birçok  insanın işini kaybettiğini veya gelirlerinin azaldığı görüldü. Hükümet ülkemizde pandemi döneminde işsizliğin azaldığı yönünde acıklamalar yapsada aksine işsizlik oranı  arttı.

En büyük sorun ise kayıtdışı çalışan işçilerin hükümet tarafından yardım yapılmayarak yanlızlığa terk edilmesidir.

Pandeminin doğrudan etkilediği sektörlere ve kesimlere bakacak olursak:

Şirketlerin hisselerinin alınıp satıldığı borsalardaki büyük düşüşler yaşandı, yaşanmaya devam edecektir.

Ekonominin dinamosu olan turizm ve otelcilik gibi sektörler  neredeyse durma noktasına geldi. Hem işveren hemde milyonlarca işçi de hükümetin çok küçük teşvik ve desteğine muhtaç durumdadır.

Seyahat sektörü, karayolları ve havayollarının uçuşları durdurduğu  ve müşterilerin iş gezilerini ve tatillerini iptal etmesiyle büyük bir zarar gördü.

Ziraat ile uğraşanlar ile çifçilere devlet tarafından yardım yapılmaması ve borçları nedeniyle icralar ile mağdur edildi.

Pandemi  sebebiyle, mikro, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler yarıdan fazlası ya gecikmiş ya da kısa süre içinde vadesi geçmiş borçlarla yoğun bir baskı altında.

İşlerini veya işyerlerini  kaybeden veya izin verilen pek çok kişi yeni iş bulmak veya önceki gelir düzeylerine geri dönmek için mücadele ederken, birçok genç, kadın zor durumda kaldı.

Pandemi kahramanları sağlıkçılar, kuryeler ile kapanma döneminde büyük risk altında çalışan pandeminin gizli kahramanları olan mali müşavirler hak ettikleri maddi ve manevi desteği alamadılar.

Sonuç olarak, COVID-19'un salgının, kendisinden önceki birkaç kriz gibi, kalkınmanın hemen hemen her yönü üzerinde geniş kapsamlı etkisi oldu.

Yöneticiler olarak yaşadığımız durumun tespiti için verileri toplayıp analiz ettiğimizde, bütçeden ayırdığımız pay ihtiyaçları karşılayacak düzeyde olup olmadığını tespit edip, aşırı yoksulluğu sona erdirmek ve paylaşılan refahı teşvik etmek için bütçeden pay ayıracak yeni teşvik  çalışmaları yapıp uygulamaya koymalıdır.


Halk coronavirüs salgınına aşırı tepki verirse, büyük bir olumsuz talep şoku riski yaratır. Bunun için virüs üzerindeki belirsizlikleri ortadan kaldırmazsak ekonomik etkileri ekonomiye zarar verebilir.

Ekonomistler, risk almayı ekonominin temel itici gücü olarak düşündüklerinden dolayı, bu sebeple ekonomi ancak riskler büyük ölçüde biliniyorsa alınacak tedbirler işe yarar. Bilinmeyen riskler veya belirsizlikler daha büyük, yaralar  açması muhtemeldir.

Salgının tam ölçeği ekonomiye ne kadar zarar verdiği  ancak önümüzdeki yıllarda yapılacak analiz çalışmaları sonucunda  göreceğiz.

Politik kutuplaşma ve düzenlemeler konusundaki çelişkili politikalar, firmaların yatırım yapmaları veya genişlemeleri açısından risk ve endişe yaratmasına neden olur.

Yöneticiler  yapacakları çalışma ve alacakları tasarruf tedbirleriyle öncelikle kendileri örnek almalıdırlar, pandemi ile mücaalede başarı elde etmek için alınacak tasarruf tedbirlerini kararlı bir şekilde uygulamalı ve şeffaf bir yönetim sergilemelidirler.
Sağlıklı kalın.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum